9 Aralık 2009 Çarşamba

Başkan Adayları Ve Yöneticiler..



Bizim milletimiz bırakın uzak geçmişi yakın geçmişini hatta dünü bile çok çabuk unutuyor. Yıllardır Başkanımız Olan Yıldırım Demirören bu kadar hata yapmasına,kulübü borç batağına sürüklemesine rağmen 3-5 galibiyetin ardından ''Özverili Başkan'' damgası vurularak seçimlerde yeniden en güçlü aday olabiliyor.


Beşiktaş Başkan Adaylarından diğeri Murat Aksu yönetiminde birlikte çalışacağı yönetici adaylarını yavaş yavaş açıklıyor. Daha önceden açıkladıkları isimler Cumhurbaşkanlığı eski başdanışmanı ve RTÜK Kurucu Başkanı Ali Baransel,Baymak Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Akdoğan ve BAĞFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Kemal Gençer idi.


Son açıkladığı isim ise Emre Berkin.


Emre Berkin kimdir? Bir siteden copy paste yaptığım kadarıyla :)


Ankara'da 1961 yılında doğan Emre Berkin, 1982 yılında ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nden mezun olmasının ardından 1984'te yüksek lisans eğitimini Şikago DePaul Üniversite'nde tamamladı. Emre Berkin, 1993 yılında şirketin Türkiye operasyonunu kurmak üzere Microsoft'a katıldı. 2006 yılına kadar Microsoft Avrupa Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi Başkan Yardımcısı ve Microsoft'un Orta Doğu ve Afrika (MEA) Bölgesi Başkanlığı görevlerini yürüten Berkin bu süre boyunca 79 ülkenin sorumluluğunu üstlendi. Halen şirket yönetimi, iş geliştirme, uluslararası açılım ve yatırımlar konularında bağımsız danışmanlık yapan Emre Berkin, 2007 yılında, Türkiye Bilişim sektörünün gelişimine yaptığı önemli katkılar nedeniyle, Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) ve TBD (Türkiye Bilişim Derneği) tarafından verilen 'Yaşam Boyu Hizmet' ödülünün sahibi oldu. Emre Berkin, sürdürdüğü çeşitli danışmanlık hizmetleri ve projelerin yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere, Türkiye'de de Doğuş Grubu ve Anadolu Endüstri Grubu bünyesindeki şirketlerde yönetim kurulu üyesi olarak yer almaktadır.


Murat Aksu'nun açıkladığı hedef Profesyonel,yenilikçi ve kurumsal bir futbol kulübü yönetimi.
Bunu sağlamak için bulduğu yöntem ise kendi alanlarında çok başarılı olmuş iş adamları-yöneticileri Kulüp bünyesinde toplamak.
Sonuna Kadar Murat Aksu'nun desteklenmesi gerekiyor. Şuandaki Başkan Demirören'in başkanlığı öğreneceği falan yok.

KÜÇÜK HEDEFLER







Beşiktaş-CSK Moskova maçını dikkatlice izledim. Bir defa Sahadaki 2-3 futbolcu dışında bu maçı çok önemseyen kimse yoktu. Bunu bana kimse anlatamaz. Maçta Ernst ve Özellikle Fink maça çok iyi konsantre olmuştu ve ilk 20 dakika bu iki oyuncuya Bobo'nun hırslı oyunu katılınca baskılı oynayan bir Beşiktaş İzledik. He zaman derim çok iyi oynarken golün gelmesi gerek. Tello karşı karşıya kaçırdı ve maçın dönüm noktası oldu bu. İlk 20 dakika sonunda rakip takım dengeyi kurdu ve hızlı paslarla devamlı açık aradı.






Türkiye liginde Alex'i adam adama 90 dakika tut bunu anlarım çünkü Alex Takımının hücum gücünün yarısı ancak Avrupa takımları daha çok takım futbolu oynayıp toplu hücum yaptıklarından dolayı Toraman'ın birebir oynaması Beşiktaş orta sahasını 2 kişiye düşürdü. Maçta Toraman'ın tuttuğu futbolcu Beşiktaş defansına yakın oynamaya başlayınca Toraman 'O'nu takip edeceğim diye defansı beşledi.

Hocamız maç boyu bundan vazgeçmeyince 2 takım da 10'ar kişi oynadı ancak takım oyununu çok daha iyi oynayan takım CSK Moskova Şampiyonlar Ligi 2. tur vizesini almış oldu.

Beşiktaş maç boyu galibiyet için 2-3 gol pozisyonu harcadı ve herkes der ya Zaten O kadar yakalayabilirsin atmalısın diye malesef atamadık.


Maçın benim için anlamı bunların hepsinden daha farklı. Beşiktaş Camiasından,taraftarına ,futbolcusuna kadar bu maçta 'UEFA ligine' devam etmezsekte bir şey olmaz ligde toparlandık'' düşüncesindeydi. Tribünler dolu değildi ve ''sinirli'' Beşiktaş taraftarı rakip takım oyuncusunu oyundan çıkarken alkışladı. Maç bitiminde kendi takımına destek verdi. Bunların hepsi bu maçın çok da önemli olmadığı düşüncesinde olmalarındandı. Oysa ki Avrupa'da devam etmek hem maddi yönden çok avantajlı hem de takıma vereceği extra özgüven vb çok önemliydi. Beşiktaş takımının amacı Sadece Türkiye Ligini kazanmak ise ben buna 'Küçük Hedefler' derim ve Bunu Camiamıza hatta kendime yakıştıramadım.

Bunların dışında sahada bir oyuncu vardı Milos Krasic adında. Uzun zamandır bu kadar iyi bir oyuncu izlememiştim. Fizik,Güç,Hız,Serilik,Pas,Oyunu Okuma,Şut,Gol. Daha nasıl anlatsam ki.
Gelecek Yılların Süperstarı olacağına eminim.








7 Aralık 2009 Pazartesi

Şampiyonluk Yarışı...

Abi neler oluyor böyle... Fenerbahçe çok kötü.. Kötünün de ötesinde camia sarsıldı. Kötü sonuçlar, futbolcuların gece hayatı, kazalar. Çok para verilen ama verim alınamayan Bir Carlos Bir Guiza...Hatta Mehmet Topuz... Ve eli kolu bağlı başkan ve yöneticiler. Ne yapsınlar ki? Guiza mutlu değilim diyor, çok kötü oynuyor ama yok pahasına yollayamazlar ki? Roberto Carlos sadece yurt dışında söyleyip burada yok öyle birşey dediklerini yurt içinde de söyledi ve devre arasında gidecekmiş.



Fenerbahçe gerçekten zor durumda. Gündem Değiştirme Uzmanı Başkan'ı Aziz Yıldırım yine gündemi değiştirdi ve Fenerbahçe'nin bu durumunu Federasyonun tutumuna ve Hakem Kararlarına bağladı. Kulüpler Birliği başkanlığından istifa ettiğini ve artık Rahatça Herkese Saldırabileceğini Deklare etti. Kendi kulübünün haklarını aramak istemesi açısından haklı ama O üslubu yok mu o Üslubu. Herkesi kendinden ve de daha da önemlisi Fenerbahçe'den soğutan Başkan olarak anılacak yıllar boyu..


Aslında herşey 3 maç üst üste kazanınca durulacak. Çünkü önemli olan saha başarısıdır ülkemizde. Şu 3-4 haftadır Fenerbahçe özellikle orta saha -hücum oyuncuları çok formsuz. Sezon başı Beşiktaş'ın sorunlarıyla örtüşüyor aslında. Fenerbahçe Beşiktaş'ın aksine Bireysel Oyuncu performansına dayalı bir oyun biçimi olduğundan 3-4 oyuncu birden aynı anda formsuz olursa çok kötü oynayabiliyor. Rıdvan Dilmen'in devamlı söylediği bir şey vardı. Fenerbahçe'nin orta sahasında Appiah,Aurelio,Tuncay forvetinde Pier,Anelka oynarken şimdi Dos Santos,Baroni,Guiza,Semih oynuyor. Kalite olarak geriye gittikleri aşikar yine de Formda olduklarında Sonuna kadar gideceklerini düşünüyorum.
Galatasaray'da ise durum daha da bir garip. Baros sakatlandıktan sonra gol yollarında çok geriye düşüler. Rijkaard daha dirençli bir orta saha düşüncesi ile mücadeleci ama 'kazma' oyunculardan orta üçlüyü kurunca hücum işi sadece ileri üçlüye kaldı. Keita zaten gol adamı değil,kulvarını kapatırsan takımını 1 kişi eksik oynatan oyunculardan.Nonda formda değil geriye kalan Arda ise bu yükü kaldıracak oyuncu değil.
Beşiktaş senenin en iyi ilk devresini oynadı Diyarbakır karşısında. Uzun zamandır izlediğim en iyi futboluydu takımımın. İzlerken Mest oldum. Kesin Şampiyon oluruz biz dedim ama maç sonucu 0-0. Beşiktaş'ın Defansif anlayışı gerçekten müthiş ancak hücum anlamında yeterince kaliteli futbolcusu yok kanımca. Ya Holosko oynamaya başlayınca çok iyi performans sergileyecek, ya da seneye başka bir takıma gidecek, Hücum yönü olan asist yapabilecek ve goller atabilecek bir sağ ön oyuncusu Beşiktaş'ı hücum yönünden ileriye götürebilir. Nihat ve Tabata senenin hayal kırıklıkları. Ancak iki oyuncunun da ortak özelliği hazırlık kampına katılmamış olmaları. Devre arası kampında formlarına kavuşabilirler. Bir de Nobre'yi artık yollamak lazım....
Ligimizde gittikçe fizik gücü ve mücadele artmaya başladı ve büyük takımlar dışındaki takımlar sadece koşarak,efor sarfederek büyük takımlarla mücadele etmeyi başarıyorlar. Beşiktaş,Fenerbahçe,Galatasaray oyuncuları bilmeli ki artık onlardan daha fazla koşmayı becerebilen oyuncularla,sıkı markajlarla,sertliklerle karşı karşıyalar. Sadece daha teknik,daha zeki oyuncu olmak günümüzde yetmiyor,çok fazla koşmak, koşarken de zekanızı kullanmak zorundasınız.

26 Kasım 2009 Perşembe

Beklenmeyen Galibiyet

Bu kadro zoru başardı ve Manchester United'ı kendi sahasında 1-0 yendi.

25 Kasım 2009 Çarşamba

Ne Zaman Adam Oluruz?

Kulüp başkanı çok sinirlenip hocasına''İstifa etsen iyi olur'' diyor Hocası kabul ediyor. Bununla kalmayıp 5 ilk 11 oyuncusunu bir gerekçe göstermeden kadro dışı bırakıyor.Bunlara kaptan Egemen'de dahil. Oyuncudan kaptanlığın alınacağını söylüyor.
Sportif Direktör Ünal Karaman bugünkü açıklamalarında kimse kadro dışı değil,sadece onlar ayrı çalışacaklar bir süre diyor.
Ben anlamadım.
Şenol Güneş hocayla anlaşıldı. Türkiye Liglerinde Kendini tam anlamıyla ifade edememiş başarılı bir hoca. Uzun yıllar çalışılacak deniyor,başarıyı 4-5 sene sonra arayacağız deniyor ancak yeni kadroyla başarmasına ramak kalan Ersun Hocayı Başaramadı diye ilk senesinden sonra kovuyorlar.
Bi defa başkanı koyacak kafasına 3-4 sonra başarılı olmayı, Eminim ki Ersun Hoca 6. 7. olsa takım geçen sene kafaya oynamasa bir sene daha ona sabredilirdi. Ama o FB-GS yokken ligi istedi,yarıştı,yarışmasa O'da oynatmasını bilirdi Barış'ları Ceyhun'ları.

22 Kasım 2009 Pazar

Beşiktaş Devam Dedi... 3-0.....



Beşiktaş-Fenerbahçe maçı klasik deyimle tamam mı devam mı maçıydı ve Beşiktaş Devam dedi.


Maçın analizine geçmeden önce başta Daum olmak üzere birçok oyuncu Beşiktaş'ı kafalarında rahat geçeceklerini düşünüyorlardı. Beşiktaş'ın hücum organizasyonları zayıftı ve gol atmakta çok zorlanıyorlardı. Araya bir tane sıkıştırırız olmazsa da berabere döneriz diye düşünüyorlardı.

Maçın ilk yarısı orta saha mücadalesi ile geçti. İlk 15 dakika Beşiktaş Hücum yaptı,birkaç pozisyon yakaladı sonra Fenerbahçe dengeyi kurdu,orta saha üstünlüğünü aldı. Hücum yapmayı denedi ama Beşiktaş defansif yönü çok güçlü bir takım,çok çabuk geriye gelip pozisyon aldılar. İlk skor Fenerbahçe'nin istediği gibiydi. Tek sorunları Devşirme Forvetleri Kazım'ın kaleden çok uzak oynamasıydı. Hafta içinde Kazım '' Defanslar beni sert savunmaya çalışıyorlar ama yapamıyorlar başka birşeyler denemeleri gerekir'' diye beyanat vermişti. 34 defa İtalya Milli takımında oynamış Ferrari sert savunmanın nasıl olduğunu Kazım Efendiye gösterdi sanırım. Bu futbolcunun değil Fenerde Türkiye'de herhangi bir takımda ne işi var hala anlamış değilim. Yine hafta içinde Liverpool maçına göndermeler yaparak Beşiktaş'ı küçük görmeler falan.
Futbolda kırılma noktaları oluyor ve bu kırılma noktaları dün Beşiktaş'ın lehineydi. Yoksa mücadele yönünden Beşiktaş'ın üstün olduğu ancak sonuç olarak tamamen ortada bir maçtı. İbrahim'in Gökhan'a müdahalesi penaltıydı. 3.gol ofsayttı.
Futbol gol atanın kazandığı oyun olduğu için Beşiktaş kazandı. Fenerbahçe daha oturmuş ve daha iyi bir takımdı. Özgüveni fazlaydı. Beşiktaş Daha fazla istedi,daha fazla koştu,daha fazla konsantre oldu ve kazandı. Özgüveni yerine geldi.
Beşiktaş için sezonun en önemli maçıydı....
Maçtan sonraki enstantanelere çok şaşırdım. Oyuncular birbirlerini tebrik ettiler. Formalarını değiştirdiler. Kavga,gerginlik yoktu. Çok ilginç....



Yeniden Yayındayız...


1 Ekim 2009 Perşembe

16 Eylül 2009 Çarşamba

Taraftar Çok Etkileyiciymiş!!


Şunları kaç senedir yazacaktım ama içime sindiremiyordum. Yazamadım onun için.

Beşiktaş'lılar kendilerini kandırıyorlar.Beşiktaş'ın taraftarı akıllı geçiniyor ancak derin bir uykudalar. Maçlara gidip kendilerini eğlendiriyorlar. İstiyorlar ki maçtan sonra Onlar konuşulsun.Sadece Onlarla ilgili birşeyler söylensin. Takım kötümü? Olsun Taraftarımız müthiş!!
Bırakalım artık bunları.Bizim taraftarımız sadece olur olmaz yerde bağarmasını,sesini yükseltmesini bilir sonra da desibel sınırlarını aştık diye övünür. Taraftar yıllardır süregelen takımının kötü performansına,kulübün kötü yönetilmesi karşısında tavır koymayıp kendilerine oynuyorlar. Neymiş Çarşı en büyük taraftar grubuymuş. Taraftar dediğin abuk subuk transferlere harcanan paralara tepki gösterir, kulübüyle yaşar, kulübünün menfaatini düşünür.Futbol artık global ekonominin bir parçası. Kulüpler şirket gibi yönetilmeli, tek kuruşun hesabı yapılmalı.Stadlar büyütülmeli,daha fazla taraftar maçlara gelmeli ve daha fazla paralar kazanılmalı. Beşiktaş taraftarı takımını çok sever,herşeyi yaparlar ama yanlış yönlendiriliyorlar.Sağdan soldan gelen ''çok etkileyici'' ''muhteşem taraftar'' yakıştırmalarını gerçek olarak algılamayıp artık bunların da oyunun bir parçası olduğunu algılamaları gerekiyor.
Dün maçtan sonra Sir A.Ferguson 'da sorulan taraftar sorularına bunun gibi cevaplar vererek kendinin ve takımının sempatisini arttırmaya çalıştı. Bunun bu kadarla sınırlı kaldığını anlamamız gerekiyor.

Birileri Çarşı liderlerine yurt dışındaki maçlarda taraftar gruplarının takımlarını nasıl desteklediklerini izlettirmeleri gerekiyor.

Maça gelemedim ''muhteşem taraftarı' konuşmaktan. Beşiktaş için 1 puan'ın iyi olduğu maçta Mustafa Denizli O puanı yeterli görmedi. Yaptığı değişikliklerle en azından 1 gol atayım'ı oynadı.
Ancak oyuna aldığı oyuncu fiziki yetersizliği bizim ligimizde bile aşikar olan Yusuf'un Premier Lig oyuncular karşısında nasıl başarılı olacağını ben pek anlayamadım. Olamadı da. Yürüyerek adam geçmek bizim ligimize özgü! Dün olmadı. Morali bozulan Yusuf maçın geri kalanında çok pas hatası yaptı. Bu da zaten sahaya çok iyi yayılan M.United'a hızlı hücumlar sağladı. Onlardan birinde de golü yedik zaten. Beşiktaş fizik olarak geçen senenin çok gerisinde. Bireysel olarak zaten oyuncularımız 'Pigme' statüsünde. M.United'li oyuncular karşısında fizik olarak çok eksik kaldık. Maç boyunca zaten golü ha yedik ha yiyicez diye oturup kalktık.En sonunda da yedik.

Hedef Uefa olmalı. Yani 3.lük. Bu seneki performansa göre Uefa'da devam etmek başarıdır..

9 Eylül 2009 Çarşamba

Önlem Almalıydık!!


Çok gerilerde değil, daha geçen seçimlerde oylarla başınıza tac ettiğiniz Büyük Şehir Belediye Başkanı durumu özetledi cümle arasında televizyonlarda'önlem alsaydınız' !!! Katılıyorum çok sayın başkana; önlem alsaydık....
önlem alsaydık ; İstanbul'un iğrenç tarafiğine her sabah, her akşam katlanıpeşşek gibi çalışıp, ödediğimiz vergilerin bize yol, su, elektrik olarak döneceğinden emin olamalıydık oyları verirken değil mi? nasıl olacaksa bu iş...?
önlem alsaydık; her kar, yağmur, sel felaketinin ardındankayıpların arkasından koyun sürüleri gibi göz yaşı döktükten sonrabirlik beraberlik içinde büyükşehir belediyesinin kapılarına dayansaydık mesela...
önlem alsaydık; neredeyse her yıl bir felakete kucak açan büsbüyük şehiristanbul'un, felaketleri görmezden gelen büsbüyük ama kör belediye başkanı veerkanını istifaya zorlamak için ne gerekiyorsa yapsaydık....
önlem alsaydık; şehidine saygısı olmayandan Başbakan,felaketten felaket zedeleri sorumlu tutandan belediye başkanıolmayacağını kalın kafamız basmış olsaydı...
önlem alsaydık; ister seve seve, ister öpe öpe ödediğimiz vergilerinyanısı sıra elimize kazma kürekleri alıp, iş makineleri temin edip;belediyelerin hamili kart yakinlarına peşkeş usulü ihalelerle altı- altyapısıboş asfatlanan yolların ne boktan yol olduğunu tahmin edip kendimiztamir etseydik.
önlem alsaydık; heyelan bölgelerine, sonradan doludurulmuş yerlereinşaat ruhsatı hediye eden, yüksek binaların yapılması uygun olmadığı haldeapartmanlara dört-beş kat çıkılmasına göz yuman,üç kuruşa can pazarı kurup etrafında dönen belediyebaşkanı,belediye azası, belediye encümeni, küncümeni ne varsa hepsininne olduğunu bildiğimizi birlik beraberlik içinde haykırsaydık mesela...
önlem alsaydık; heyelan, deprem, afet bölgelerine, dere yataklarına,kayması muhtemel olan toprağa beton yığınlarını diken mütahitlerdenüç kuruş ucuz diye ev almasaydık, gördüklerimize gözlerimizi yummasaydık,el ele verip dibine kadar uğraşsaydık mesela... bu meselalar uzar gider...katılıyorum büsbüyük şehrin, altın tahtravalli üzerinde makamına oylarınızla taşınan büsbüyük belediye başkanının sözlerine...
önlem alsaydık! böyle omuza böyle baş

Sumru Kazdağ

7 Eylül 2009 Pazartesi

Inglourious Basterds Soundtrack



Track listing: 1- The Green Leaves of Summer .............................................. 1:55
2- The Verdict (Dopo la Condanna) ........................................... 1:13
3- White Lightning (Main Title) ................................................. 2:54
4- Slaughter ........................................................................... 2:49
5- The Surrender (La Resa) ..................................................... 2:48
6- One Silver Dollar (Un Dollaro Bucato) .................................. 2:03
7- Davon Geht Die Welt Nicht Unter ........................................ 2:05
8- The Man With the Big Sombrero ......................................... 1:49
9- Ich Wollt Ich Waer Ein Huhn .............................................. 2:44
10- Main Theme from Dark of the Sun .................................... 3:10
11- Cat People (Putting Out the Fire) ...................................... 4:11
12- Tiger Tank ....................................................................... 1:17
13- Un Amico ......................................................................... 2:35
14- Rabbia e Tarantella ........................................................... 3:54


http://rapidshare.com/files/276803960/I_B__Original_Motion_Picture_Soundtrack__OST.zip

Coldplay Albümleri (Müzik)





Viva La Vida Or Death And All His Friend's

01 - Life in Technicolour
02 - Cemeteries of London
03 - Lost!
04 - 42
05 - Lovers in Japan/Reign of Love
06 - Yes
07 - Viva La Vida
08 - Violet Hill
09- Strawberry Swing
10 - Death and All His Friends







Prospekt's March [EP]



01 - Life in Technicolour II
02 - Postcards From Far Away
03 - Glass of Water
04 - Rainy Day
05 - Prospekt's March
06 - Lost+
07 - Lovers in Japan (Osaka Sun Mix)
08 - Now My Feet Won't Touch the Ground









X&Y



01 - Square One
02 - What If
03 - White Shadows
04 - Fix You
05 - Talk
06 - X&Y
07 - Speed of Sound
08 - A Message 09 - Low
10 - The Hardest Part
11 - Swallowed in the Sea
12 - Twisted Logic
13 - Til Kingdom Come

4 Eylül 2009 Cuma

Son Sürüm Programlar...

Winamp 5.556 Full Sürüm(Serial Key İçinde)



http://rapidshare.com/files/275446928/Winamp_Pro_5.556_Build_2512.rar



Winrar 3.90 Full Sürüm





http://rapidshare.com/files/275451289/Winrar.rar



K-Lite Codec Pack 5.1.0 ( Her türlü video türünü izlemenizi sağlayan codec paketi)

http://rapidshare.com/files/275452658/K-Lite_5.1.rar











28 Ağustos 2009 Cuma

Yeni Oyun Kurucumuz...

Tabata'yı Türk futbolseverler Gaziantepspor'a transfer olup çok iyi performans göstermesiyle tanıdılar.Aslında Brezilya'da çok tanınan, çok iyi oyuncu denilen futbolculardan biridir.Gaziantepspor'a 3.250.000 Dolara transfer olmuştu. Beşiktaş'a ise 8 milyon Dolara!! Tüm eleştirilere rağmen Beşiktaş'ın Tabata tarzı bir oyuncuya çok ihtiyacı vardı.

Tabata sahada çok dolaşan, gol noktalarına,son pas atabileceği oyunculara yakın oynayan,pas yüzdesi çok yüksek,şut atabilen ve gol atabilen bir oyuncu. Klasik 10 numaralara göre biraz daha fazla koşan,hücumsal anlamda çok çalışkan bir oyuncu.

Delgado'dan her şekil iyi oyuncu.

Geçen sene Türkiye Liginde 13 gol 11 asistle oynadı.Gaziantep kaç gol attıki?

O'nun gelişiyle takımımız çağ atlamayacaktır ancak katkı sağlayacağı aşikar. Nasıl Yusuf geldikten sonra 4-5 maç kazandırdı.Tabata'da 6-7 maç kazandırsa Beşiktaş'a yeterlidir.

23 Ağustos 2009 Pazar

The Damned United


İngiliz futbolunun gelmiş geçmiş en iyi hocalarından olan ve 2004 yılında hayata veda eden Brian Clough'un Leeds United'ın başında, sadece 44 gün süren teknik direktörlük döneminin anlatan film... Çok iyi yorumlar almış... Türkçe altyazısı şuan için yok...

13 Ağustos 2009 Perşembe

Fenerbahçe için kaçırılmaz fırsat...


Stad Çaykur Rizespor'un yeni stadı. İlk başta yeni stadları hayırlı olsun. Açılışı dolayısı ile Ç.Rize-Fenerbahçe karşılaştı. Maçın tamamını izledim ve bir lig maçıymış gibi mücadele oldu sahada. Bunun altında normalde çok oynamayan oyuncuların ilk onbirde oynamaları ve kendilerini gösterme çabaları yatıyordu. Maçla ilgili çok birşey yazmaya gerek yok ama 2 adam hakkında mutlaka birşeyler yazılmalı. Birincisi Bilica. Uzun zamandır bu oyuncu kadar dağınık bir oyuncu görmedim. Bir tandem oyuncusu neden bukadar ileri çıkar,ileriye hamle yapmaya çalışır anlamış değilim. Bu tarz oynayacaksa çok sorun çıkartır takımına.

İkincisi ve önemli oyuncu ise Mehmet Topuz. İlk yarı biraz tutuktu,arkadaşlarıyla anlaşamadı,nerede duracağını pek bilemedi ancak topları olumlu kullandı. İkinci yarı ise tam anlamıyla sahanın yıldızıydı.Daum devre arası gerekli uyarıları yaptı herhalde ki orta saha dağılımı fevkaladeydi ve Mehmet Topuz yıldızlaştı. Top alış verişleri hem hızlı hem de bitiriciydi. Birkaç öldürücü pas attı ama arkadaşları faydalanamadılar. Ve çok güzel bir gol attı.

Başlığıma gelecek olursam;dün M.Topuz Alex'in oynadığı bölgede oynadı. O bölgede nasıl oynanacağını herkese de gösterdi. Alex'i izleye izleye uyuşuklaşmış olan bizler,''10 numara koşmaz,ayağına gelince oynar'' kanısının dün gece Mehmet Topuz'u izleyince ne kadar yanlış olduğunu birkez daha anladım.,Avrupa takımlarının o bölgede oynayan oyuncuları,Pas yüzdeleri yüksek,mücadeleci ve en önemlisi tempolu oyuncular. Alex' a saygı duyarım ama Gelişen futbol bu tür oyunculara saygı duymuyor.

Mehmet Topuz devamlı oynaması için tabiki her maç aynı oyunu,tempoyu ortaya koyması gerekiyor. Ama dünkü oyundan sonra Çok koşan,mücadeleden kaçmayan,asist yapabilen,maç boyu oyundan düşmeyen, şut atabilen,gol atabilen ve temposu yüksek bir oyuncun varken hem de bu oyuncu Türk iken biraz cesaretli olunursa İstenen 'ısıran,mücadele kokan ve tempolu'' futbol Fenerbahçe'li futbolseverler tarafından izlenebilir. Fenerbahçe için çok önemli bir fırsat...

4 Ağustos 2009 Salı

Süper Kupa Fenerbahçe'nin


Süper Kupa Beşiktaş'ı 2-0 la geçen Fenerbahçe'nin müzesine gitti.. Aslında taraftarlar için daha önemlisi takımlarının önümüzdeki sezon hangi tertiple oynayacakları,yeni transferlerin nasıl futbolcular olduğu ve ne kadar uyum sağladıklarını görmekti. Tabii Kupa sahibi olmak cabası...

Takımlar yeni sezon önemli ipuçları verdiler. Kazanan Fenerbahçe'yle başlayayım. Bu sene oyun disiplini daha üst düzeyde.Daum'u gelmesiyle bunu herkes bekliyordu zaten. Sabırlı bir takım,mücadele etmeye çalışan,her oyuncunun kendi mevkisinde kendi işini maksimum yapmaya çalıştığını gördüm. Oyun taktiği önceki senelerdeki gibi. Geçen sene tek forvet oynadığında başarılı olamayan ve sahada silik kalan Guiza bu sene arkasındaki oyuncuların daha aktif olmasıyla başarılı bir sezon geçirecek gibi.Alex bildiğimiz Alex.. Maç boyu markaj yap,hiç birşey yapamaz oyunun içinde kaybolur,markajı bir bırak;kalende görüyorsun golü.. Fink son 15-20 dakikaya kadar Alex'in yakınındaydı. Sonra taktik gereği Alex'i markajı bıraktı. Fenerbahçe takımının hala en etkili silahı olacağını gösterdi Alex. Yeni transferlerden başlayalım. Dos Santos Beşiktaş Alan savunması arasında kayboldu,ara sıra saman alevi gibi parladı,bireysel çabası sonucu birkaç dripling,birkaç çalım,maçın geri kalanında aktif olamadı.Yine de bölgesine sadık ve disiplinli gözüktü bana. Belli başlı maçlarda çok etkili olacağı,bazılarında ise sahada gezinen bir adam olacak gibime geldi.Uğur'dan iyi olduğu aşikar ama ben yıldız ışığı göremedim.Daha çok erken olduğunu da söylemek isterim.. C.Oliveira (Baroni) Maldonado'nun daha fiziklisi,daha tekniği.Ama bölgesinden hiç ayrılmıyor(Maldonado gibi) Bizim basın bu tür oyuncuları sevmez.Birkaç haftaya eleştiriler başlar. Daum'un O'nu bu şekilde oynattığı kanısındayım. Maçta çok koştu ve mücadele etti. Fenerbahçe için pozitif olacağı aşikar. Emre Belözoğlu maçta iyi oynadı,çabuk yoruldu,Oliveira'nın önünde oynuyor ve hem defansif hem ofansif görevlerini yerine getirdi. Neden kondisyon sorunu var anlamış değilim..

Bilica tam bir saatli bomba. rakip forvetlere karşı devamlı hamleli,top onlara gelmeden basmayı deneyen,ileriye çıkan defans oyuncusu için bayaa teknik bir oyuncu. Ben Brezilya'lı Lucio'ya benzettim. Maçta çok başarılıydı. Tabii G.Gönül ismi geçmeden Fenerbahçe analizi bitmemeli. Bu seneye çok iyi başladı. Çok iyi oyuncu.

Fenerbahçe disiplinli,çok sabırlı ama hücum futbolu oynamaya çalıştı. Belli ki takım özellikle de orta saha tam oturmamış.Hücuma kalkmak istediklerinde Ernst ve Fink'i karşılarında buldular ve o bölgeyi geçemediler. Tek çözüm kanatlara gitmekti. Özellikle Vederson bindirmelerle etkili oldu. Maç ortada giderken son 15 dakika da gelen penaltı herşeyi Fenerbahçe lehine çevirdi. 2 takımda çok yorgundular ve bu saatten sonra hangi takım olsa maçı çeviremezdi.Öyle de oldu. Son dakikada Guiza'nı adrese teslim ortasında Koca Kafalı Alex güzel bir gol daha atarak Süper Kupayı Fenerbahçe'ye kazandırdı. :)

Son sözler:

Genel olarak Fenerbahçe dirençli takımlarla oynarken sorun yaşayacağa benziyor. Bu takım ne kadar disiplinli oynasa,ne kadar mücadele etmek istese de Takımdaki oyuncuların fiziki yapısı buna izin vermiyor. Dos Santos ve Kazım fizik olarak yetersizler. Bütün yük Emre ve Oliveira'ya biniyor. Alex'i zaten biliyorsunuz. 4-5-1 veya 4-4-1-1 gibi oynayan Fenerbahçe'de orta 4'lünün 2'si fizik olarak zayıf olursa bunu ancak tekniklerini kullanıp çok pas yaparak giderebilirler. Bakalım sene içinde bunu yapabilecekler mi?( Kazım'ın yerine M.Topuz monte edilirse bu eksiği büyük ölçüde giderirler)

2 Ağustos 2009 Pazar

Yılın İlk Derbisi... Maç Analizi-Yorumlar

Yılın ilk derbisi geldi çattı...
İki takım da kadrosunu yaptığı transferlerle güçlendirdi. Fenerbahçe en eksik bölgesi olan Teknik direktör kulübesine C.Daum'u oturtarak en büyük transferini yaptı.Daum'un kendi ülkesinde geçirdiği 3 sene kendisine yaramış gözüküyor. Çok neşeli,devamlı gülücükler dağıtıyor ve tabiki bu takıma pozitif yansır. Elbette büyük takımda hocalık yapmanın ne olduğunu Fenerbahçe'den ayrılıp Koln'de çalıştığında iyice anlamıştır.Bunun için de neşelidir kanımca.. İşin maddiyat kısmına değinmeyeyim bile...



Fenerbahçe'den ismi duyulmuş,kaliteleri herkesce onaylanmış yıldız statüsünde transferler beklenirken iki brezilyalı çıkageldi. Dos Santos ve Christian Oliveira.. Sol bek-Sol açık ve Defansif orta saha mevkilerinde oynayan bu oyuncular hazırlık maçlarında iyi performanslar sergilediler.Dos Santos Son Milli kadroda da bulunan etkili bir sol kanat oyuncusu görüntüsünde.. Ama özellikle Brezilya milli kadrosuna çok güvenmemek gerekir çünkü her 2-3 sene de bir kadroya yeni isimler katılıyor ama büyük turnuvalarda yine bilinen kadrolarıyla mücadele ediyorlar.. Biraz da yurt dışına oyuncu satma stratejisi.. Yine de bu Santos'un iyi bir oyuncu olduğu gerçeğini değiştirmez.. Diğer oyuncu C.Oliveira bildiğimiz DM. İleriye hiç çıkmıyor.Kendi bölgesini iyi kapatıyor ve teknik. Aslında tek önlibero oynamayı seven Daum takımında oynayacak bir oyuncu.. Alınması istenen Paulsen'le karşılaştırılamaz tabiki.. Bu sene görünen artılar bununla kalmıyor.. İsmi Yıldız olup kendisi ortalarda olmayan oyuncular ortaya çıkmaya başladılar.. Emre Belözoğlu geçen senenin ikinci yarısındaki futbolundaki yükselişine devam ederek hem defansif hem ofansif katkılarda bulunuyor.. C.Oliveira ve Emre'nin performansları en çok da Alex'i olumlu yönde etkileyecek..Senenin başında Kazım'da bir kıpırdanma olduğu söyleniyor ancak ben bu oyuncuya hiç güvenmiyorum.Bir süre sonra kendine gelir bence.. Özer sakat.. Mehmet Topuz da ilk onbir için yeterli performansa sahip değiller.. Bu iki oyuncunun varlıkları geçen sene eksikliği çok hissedilen kadro derinliğini sağlayacak ve ilk form düşüklüğünde devreye girecekler.. Bu yazdıklarımın hepsi olumlu gelişmeler.. Olumsuz gözüken Bilica'nın savruk futbolu ve defans kurgusu.. Bilica ve Önder o bölgenin tandemi değil bence. Transfer olacaksa o bölgeye yapılır kanımca...

Geçelim Beşiktaş'a Geçen sene takım olgusu içinde yardımlaşmanın önemini vurgulayarak, çok koşarak ve diğer takımların yetersiz performansıyla Beşiktaş çifte kupa şampiyonu oldu..Bu sene bu sistemlerine devam edecekler gibi görünüyor. Kadrosunu güçlendiren Beşiktaş'ın en önemli transferi tabiki Nihat Kahveci..


Milli oyuncu geçen seneyi sakatlıklardan dolayı boş geçmiş olmasa alınması imkansız bir oyuncuydu. İyi bir transfer ücreti karşılığında Beşiktaş'a geri döndü.. Bu sene takımına gerek tecrübesiyle gerek sahadaki gücüyle çok fazla katkı yapacaktır. İkinci büyük transfer Michael Fink. Bu oyuncuyu herkes hakir gördü. İzlediğim 2 maçta da orta sahada basmadık yer bırakmadı.Çok koşup,çok mücadele ediyor.Oyun karakteri bu. Hatta bir pozisyonda Lyon'lu oyuncunun şutunun önüne atladı ve top suratına çarptı.Hazırlık maçında bile bu şekilde mücadele eden oyuncu takımına mutlaka fayda sağlar. Nerede duracağını nerede hamle yapacağını çok iyi biliyor. Neyse sene içinde faydası görülecek ve konuşulacak bir oyuncu..


Bunlar dışında Ankaraspor'dan alınan Erhan,G.Antep'den alınan İsmail hemen ilk onbire girdiler. İkisi de mücadeleci hırslı oyuncular. İsmail bir beke göre çok teknik,hızlı,Erhan ise daha fizikli mücadeleci.. Özellikle İsmail yeni nesil sol bek üretemeyen ülkemizde çok değerli bir oyuncu.. Beşiktaş'ın da tek eksiği Oyunu yönlendirecek lider bir oyun kurucu olmamasıdır.

Akşam ki maç hakkındaki görüşlerimi de yazayım

İlk dakikalarda iki takım da birbirlerini tartarlar klasik olarak,top daha fazla Fenerbahçe'de olur. Beşiktaş orta sahası açıkları kapatmaya çalışır.Maçın tamamı Fenerbahçe hücum yapma isteğiyle Beşiktaş'ın kontra atak yapma çabası olarak tamamlanır. İki takım da stres içinde değildir herhalde.Sezon başındaki bir ciddi hazırlık karşılaşması gibi geçer maç.Beşiktaş'ın tek artısı Lyon ve Porto gibi iki takımla oynamış olması ve maç kondisyonunu ayarlamış olarak maça çıkması olur. Zaten anlamı Kupa şampiyonuyla lig şampiyonunu karşılaştıran kupa olan bir maçın İkisini de sene içinde kazanmış bir takıma neden verilmediğini kimse bana anlatamaz.

Yine de maçlara susamış biri olarak ben olsam iki takımı karşılaştırır Beşiktaş yense de yenilse de Kupayı Beşiktaş'a verirdim

Düşünsenize Alex kürsüde.. kupayı bekliyor.. Federasyon başkanı Alex'e Muçuk yapıp es geçip Nobre'ye veriyor kupayı.. Cıvıttık sonlara doğru... Yarın da maç hakkında yazacağım..





































30 Temmuz 2009 Perşembe

Galatasaray Bu işi Biliyor....


Son 2 senedir ismi duyulmuş,kalitesi bilinen oyuncuları kadrosuna katmayı alışkanlık haline getiren Galatasaray Yine yaptı yapacağını ve M.City ve Brezilya milli takımı oyuncusu Elano'yu kadrosuna kattı. Bu transferle birlikte Hücum yönü çok güçlü bir Galatasaray geliyor gibi..

Hücum yapacak futbolculara bir göz atarsak Arda,Kewell,Keita,Baros ve Elano Türkiye liginin Tozunu atttırırlar.Uefa'da da Çok başarılı olacaklarını düşünüyorum..

Elano'yu çok izleme fırsatım olmadı ancak sadece hücumu düşünen bir oyuncu olmadığını ve defansif özellikleriyle de Takıma çok katkı yapacağını düşünüyorum...

Şimdi Galatasaray transferleriyle ve kadrosuyla Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin bir adım önünde.. Bu iki takım büyük yıldızlar getirmediği müddetçe de böyle kalacak...

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Beşiktaş Hazırlık Kampı Notları..


Beşiktaş İspanya'da Barış Kupası adı altında güçlü takımlarla hazırlık maçları yapıyor. Bunlardan ilki Lyon maçıydı. Maçın tamamını izledim.Birkaç görüşümü yazmak istiyorum..

Beşiktaş bilindiği gibi diğer takımlara göre sezona geç başladı.Şu ana kadar çoğunlukla kondisyon ağırlıklı idmanlar yaptılar.. Taktik idmanları yapmaya yeni yeni başlamışlardır.Lyon maçında Orta sahayı çok iyi kapatan bir beşiktaş gördüm.Ern st-Cisse ikilisi varken Ernst daha önde Cisse daha arkada oynuyorlardı.Şimdi ise Fink biraz daha önde Ernst daha faydalı olacağı defansif önlibero mevkiinde oynuyor. Fink,Ernst kadar her tehlikede biten bir oyuncu değil. Ancak ikisi birbirini çok iyi tamamlıyor. Fink orta sahada ilk basan,pres yapan oyuncu ,açıkları kapatan oyuncu.. Fink ikili mücadelelerde çok güçlü,fiziki şarjları ve yatarak müdahaleleri çok iyi yapan,çok rahatsız eden bir oyuncu tipinde. Ernst Beşiktaş'ın hücum gücünün eksikliğinden dolayı geçen sene devamlı ileriye çıktı ve hücuma destek vermeye çalıştı. Bunları yaparken defansif anlamda orta sahanın gerisinde boş alanlar bıraktı. Bu sene onun bu görevini Fink yapacak ve Orta saha defansif anlamda çok güçlü olmuş. Fink'i bir çok özelliğiyle Tayfur Havutçu'ya benzetmek mümkün.

Maça geçelim ;Lyon devamlı kanatlardan oynamak zorunda kaldı.İsmail Sol bekte Erhan sağ bekte oynadılar. İsmail soldan ileriye çok nadir çıktı.Çıktığında da kademe hataları yapıp arkasına adam kaçırdı.İlginçtir Erhan devamlı sağdan bindirme yaptı.Sağdan en az 7-8 orta yaptı.Ama çok teknik bir oyuncu değil ortalar devamlı rakip oyunculara gitti.Orta saha da Yusuf serbest oynadı ve her hareketi olumluydu. Tello uzun zamandır çok kötü.. Bir de Bobo sorunu var.. Sahada var mı yok mu belli değil.. Bir an önce satılmalı..Belli ki aklı burada değil... Holosko yine orta sahanın sağında (harcandığı bölgede) oynadı ve vasatı aşamadı.. Belli ki bu sene forvet hattı Sağlıklı bir Nihat ve Nobre'den oluşacak.. Nobre ikinci yarıda oyuna girince Top Lyon yarısahasında kalmaya başladı.. O ana kadar Bobo hiç kendini göstermedi ve çok az topla buluştu.

Bu seneki değişiklikler ve ilk izlenimler..

1- Defans hattında Sivok-Ferrari ikilisi oynayacak gibi.. Maçına göre İbrahim Toraman birisinin yerine oynayıp yabancı hakkı başka mevkide kullanılır

2- Fink'in gelmesiyle Orta saha fiziksel açıdan çok güç kazanmış. Fink disiplinli,fiziği çok iyi,birebir mücadelelerde çok üstün, CM-DMF oyuncusu.. Oyun kurma özelliği zayıf,pas yüzdesi yüksek,asist özelliği az bir oyuncu.. Ernst gerçek yerine geçip defansif anlamda Beşiktaş'a güç katacak.

3- Yeni transferlerden İsmail Köybaşı(Solbek) çok tedirgin,heyecanlı gözüktü. İleriye neredeyse hiç çıkmadı..

4-Erhan (Sağbek) devamlı ileriye çıktı,cesaretli bir oyuncu olduğunu gösterdi ama sadece yedek olabilir bence..Zaten Stoper'de oynayabildiği için alternatif bir oyuncu olarak alındı..

5-Ofansif anlamda çok yetenekli,tek başına maç kurtarabilecek,asist ve çalım özelliği olan bir Ofansif ortasaha oyuncusunun gerekliliği bariz gözüktü. Ben bu tür oyuncuları pek tutmam bilirsiniz ama Fink yerine Ofansı da yapabilen bir oyuncu alınsaydı ve Tello gibi bir kanat oyuncusu daha olsaydı(Asist ve gol becerisi olan) hiç gerek yoktu..

Gelecek sene onbir nasıl oluşur?

Kanımca 4-3-3 sistemine devam edecek..

Rüştü
İ.Toraman-Sivok-Ferrari-İsmail
Fink-Yusuf-Ernst
Nihat-Nobre-Tello
Şu an kadrodaki isimlere göre böyle oluşur

23 Temmuz 2009 Perşembe

Deco İddaaları....


Chelsea teknik direktörünü değiştirip Ancelotti'yi takımın başına getirince, Deco'yu takımında düşünmediğini belirtmişti.. Yani Deco satılık.. Chelsea Deco için Barca'ya 10 milyon Euro vermişti. Sanırım aynı rakama her takıma satar. Bugün gazetelerde çıkan haberlere göre Haldun Üstünel Deco ve takımıyla anlaşmış. Bu haber doğruysa Galatasaray'ın hücum gücü durdurulamaz oldu.

3.Ligde 30 yaş üstü oyunculara oynama yasağı!!


Türkiye Futbol Federasyonunun aldığı karara göre 3. lig ve amatör liglerde 30 yaş üstü oyuncuların oynaması yasaklanmış. birkaç sitede mağdur olacak oyuncuların 2500 kişiyi geçeceği yazıyordu. Karar Türk futbolunun önünü açmak,genç oyuncuları futbolumuza kazandırmak için yapılmış bir kararmış!! Yuh diyorum...
İlgilenenler bilir özellikle iddaa'dan gelen paralardan sonra amatör takımlarda oynayan oyuncular bile muazzam paralar kazanmaya başladılar... Hangi hakla böyle bir karar alınmış anlamış değilim... Umarım bu karardan geriye dönüş olur..

21 Temmuz 2009 Salı

Başımız Saolsun....


Sadece Beşiktaş'lıların değil herkesin sevdiği en azından çok saygı duyduğu bir Büyük Beşiktaş'lıyı Kaybettik... İlk haberini aldığımda dondum kaldım,içimden birşeyler aktı.. Nasıl bir etki bırakmış üzerimde.... Başımız Saolsun...

7 Temmuz 2009 Salı

Gabriel Obertan


Gabriel 1.86 boyunda ve daha 20 yaşında.. Bordeaux geçtiğimiz sene O'nu FC Lorient takımına kiralık vermişti. Lorient'de 15 maç oynadı ve 1 gol atabildi. Pek de parlak değil aslında. Ama buna rağmen Sir Alex Ferguson O'nu M.United'a transfer etmek istiyor.

İzlediğim kadarıyla çok hareketli,istekli bir o kadar dağınık,savruk bir kanat oyuncusu.Sir O'nu adam edebilir mi? Hangi birini etmedi ki?

2 Temmuz 2009 Perşembe

Nasıl iş Anlamadım?


Vassel'in Ankaragücüne transfer olacağı söylentilerini duyunca hemen aklıma Kocaelispor'un Edgar Davids transferi aklıma gelmişti.. Ne oyuncunun ne menajerinin haberi yoktu ama Kocaelispor son ana kadar transfer ettik diye açıklıyordu ve son anda aramızdaki anlaşmazlıklardan dolayı vazgeçtik açıklaması gelmişti. Dediğim gibi Vassel'in Ankaragücü macerası da sadece söylentide kalacak gibi geldi bana. Ancak haberlerde Vassel'in Ankara'ya transfer görüşmeleri için geldiğini görünce çok şaşırdım.. Yukarıdaki fotoda gördüğümüz gibi Darius Vassell geçen seneye kadar İngiltere Milli takımında oynayan çok değerli bir oyuncu. Kafamda soru işaretleri bitmiyor. Vassel ya ağır sakat veya sağlıksal problemleri var,ya uyuşturucu bağımlısı ve bunu kendisi ve eski klubü biliyor.Yoksa yaşı kaç olursa olsun Bu adamın Ankaragücünü kabul etmesi çok ilginç değil mi? Arap liglerine gidemez miydi? Altından birşeyler çıkacak.

Yoksa kulüplerimiz gerçekten akıllandı mı? Vassel sağlıklıysa bu sene her takıma gol atar ve daha büyük takımlara transfer olur. Fener direkt alır mesela..

Kader Keita Galatasaray'da..


Bu senenin şu ana kadar en flaş transferi Kader Keita oldu.. Galatasaray'la 3 yıllık anlaştı. Eski takımlarında O'nu driplingleriyle adam geçen,güçlü ancak pek pas vermeyi sevmeyen ve son vuruşlarda eksik bir oyuncu olarak gözlemledim. Yine eski takımlarında hücuma dönük orta saha ve daha çok sağ açık gibi oynuyordu. Galatasaray onu nerede oynatacak çok merak ediyorum.Herhalde Baros'un arkasına 2. forvet olarak düşündüler. Yattara'nın daha güçlüsü kuvvetlisi olarak görebiliriz Keita'yı.. Lyon'a yanlış hatırlamıyorsam 16 milyon euro bonservis parası ile transfer olmuştu... Gol istatistiklerine baktığımda son takımı Lyon'da 52 maçta 5 golü var. Keita gibi driplingleriyle gol sahasına çok yaklaşan bir oyuncu için çok kötü bir istatistik..

26 Haziran 2009 Cuma

Artık Yok...


Çocukluk, gençlik yıllarımızın tek süperstarı... Müzik piyasasında uzun zamandır yoktu ama hayatta olması bizi sevindiriyordu...



En sevdiğim parçası Liberian Girl...

http://rapidshare.com/files/248785972/Michael_Jackson_-_Liberian_Girl.rar

25 Haziran 2009 Perşembe

Snatch (Mkv)


http://rapidshare.com/files/248620627/Snatch_-_mkv.part1.rar
http://rapidshare.com/files/248631220/Snatch_-_mkv.part2.rar
http://rapidshare.com/files/248636485/Snatch_-_mkv.part3.rar
http://rapidshare.com/files/248637795/Snatch_-_mkv.part4.rar

Altyazı içindedir...

İsmail Köybaşı ve Rıdvan Şimşek Beşiktaş'ta...


Beşiktaş sağ bek mevkine Rıdvan'ı Sol bek mevkine İsmail'i transfer etti.. İsmail 20,Rıdvan 18 yaşında...
4-4-2 dergisinin ''Gelmiş geçmiş en iyi 11'' anketine katılan Eski Gs'li Arif Erdem'in Sağ beke Cafu,stopere Cannavaro yazdıktan sonra sol beke İsmail Köybaşı yazmış olduğunu gördüğümüzde bu genç oyuncuyu izlemek için sabırsızlanıyoruz..
İsmail'i az çok tanıyoruz da Rıdvan'ı ilk defa duyup göreceğiz.. Rıdvan Geçtiğimiz sezonun en iyi genç yeteneği seçildi.
Uğur Meleke Rıdvan Hakkında Yazmış zamanında.. Bana da yayınlamak düşer..
Uğur MELEKE'nin köşe yazısı
İsmi gibi bir çocuk
Rıdvan’ın çok bilindik bir hikâyesi var aslında...
1991’de İzmir’de doğmuş; futbol aşığı babası, ona dönemin efsane forveti “Rıdvan Dilmen”in ismini vermiş. Çocukluğu yokluklar içinde geçmiş, 12 yaşına kadar imkânsızlıklar sebebiyle futbol okuluna gitme şansı bulamamış. Nihayet 2003’te Karşıyaka Futbol Okulu’nun kapısından dizleri titreyerek içeri girdiğinde o “bilindik hikâye”, “sıra dışı bir hikaye”ye dönüşmeye başlamış...
Yalnızca 2 ay yaşıtları ile okulda oynadıktan sonra yıldız takımına terfi ettirilmiş. 1 sezonu orada geçirip, “B Genç” seviyesini atlayıp “A Genç” kadrosuna katılmış. 2008-09 sezonu başındaysa Reha Kapsal onu A takıma çıkartmış. Sadece 17 yaşında Bank Asya 1. Lig’in şampiyonluk yarışçısı Karşıyaka’da da kendini kabul ettirmesi uzun sürmemiş. Eylül ayında Kasımpaşa maçında formayı bir kapmış, sezon sonuna kadar da bir daha çıkarmamış... Karşıyaka A takımında ilk kez forma giydiği günden yalnızca 2 ay sonra U19 milli takımına seçildi Rıdvan... Son 7 ayda U18 ve U19 takımlarıyla tam 10 ulusal maça çıktı. U19 milli takımının kritik Avrupa Şampiyonası eleme maçlarında Galatasaraylı Serkan Kurtuluş’la beraber sağ tarafı koridor yaptılar, 6 maçın 6’sını da galip kapattılar.
Rıdvan, sağ bekte görev almasına rağmen hücuma hızlı çıkışları ile de dikkat çeken bir genç. İsmini aldığı ağabeyi gibi çabuk hareket ediyor, hızlı düşünüyor. Yine onun gibi saha içinde de saha dışında da sakin, centilmen ve yaşından olgun duruyor. Sezon ortası ile sezon sonu arasında kat ettiği mesafeye bakılırsa, gelişmeye de açık bir yapısı var. Birkaç sezon daha Karşıyaka’da kalır mı, yoksa Süper Lig’in yolunu tutar mı bilmem ama seçeceği takım ilk 11’de oynayabileceği bir ekip olursa, Türk futbolunun kronik bek problemine ilaç olma potansiyeline sahip gözüküyor.
Milliyet


Nihat Kahveci Yuvaya Geri Döndü....


Nihat Türkiye'deki yuvasına,ilk göz ağrısına geri döndü... Gittiğinden beri müthiş gelişme gösterdi, bazı yıllar sakatlıkla uğraştı ama her seferinde geriye golleriyle döndü... Geçen seneyi sakatlıklarla geçirmesi sayesinde 4.5 milyon euro gibi az bir miktara Beşiktaş'a geri dönüş yaptı..
Nihat yıl içinde uzun süreli sakatlanmalar yaşamazsa yılın transferidir Beşiktaş için.. Beşiktaş'ın hücum hattı onunla çok güçlendi.. Bir artısı daha var.. Beşiktaş'da frikiklerden gol atabilecek bir oyuncu kazandı... Türk olması da +1 yabancı hakkı getiriyor... Beşiktaşımıza Hayırlı olsun..