2 Ağustos 2009 Pazar

Yılın İlk Derbisi... Maç Analizi-Yorumlar

Yılın ilk derbisi geldi çattı...
İki takım da kadrosunu yaptığı transferlerle güçlendirdi. Fenerbahçe en eksik bölgesi olan Teknik direktör kulübesine C.Daum'u oturtarak en büyük transferini yaptı.Daum'un kendi ülkesinde geçirdiği 3 sene kendisine yaramış gözüküyor. Çok neşeli,devamlı gülücükler dağıtıyor ve tabiki bu takıma pozitif yansır. Elbette büyük takımda hocalık yapmanın ne olduğunu Fenerbahçe'den ayrılıp Koln'de çalıştığında iyice anlamıştır.Bunun için de neşelidir kanımca.. İşin maddiyat kısmına değinmeyeyim bile...



Fenerbahçe'den ismi duyulmuş,kaliteleri herkesce onaylanmış yıldız statüsünde transferler beklenirken iki brezilyalı çıkageldi. Dos Santos ve Christian Oliveira.. Sol bek-Sol açık ve Defansif orta saha mevkilerinde oynayan bu oyuncular hazırlık maçlarında iyi performanslar sergilediler.Dos Santos Son Milli kadroda da bulunan etkili bir sol kanat oyuncusu görüntüsünde.. Ama özellikle Brezilya milli kadrosuna çok güvenmemek gerekir çünkü her 2-3 sene de bir kadroya yeni isimler katılıyor ama büyük turnuvalarda yine bilinen kadrolarıyla mücadele ediyorlar.. Biraz da yurt dışına oyuncu satma stratejisi.. Yine de bu Santos'un iyi bir oyuncu olduğu gerçeğini değiştirmez.. Diğer oyuncu C.Oliveira bildiğimiz DM. İleriye hiç çıkmıyor.Kendi bölgesini iyi kapatıyor ve teknik. Aslında tek önlibero oynamayı seven Daum takımında oynayacak bir oyuncu.. Alınması istenen Paulsen'le karşılaştırılamaz tabiki.. Bu sene görünen artılar bununla kalmıyor.. İsmi Yıldız olup kendisi ortalarda olmayan oyuncular ortaya çıkmaya başladılar.. Emre Belözoğlu geçen senenin ikinci yarısındaki futbolundaki yükselişine devam ederek hem defansif hem ofansif katkılarda bulunuyor.. C.Oliveira ve Emre'nin performansları en çok da Alex'i olumlu yönde etkileyecek..Senenin başında Kazım'da bir kıpırdanma olduğu söyleniyor ancak ben bu oyuncuya hiç güvenmiyorum.Bir süre sonra kendine gelir bence.. Özer sakat.. Mehmet Topuz da ilk onbir için yeterli performansa sahip değiller.. Bu iki oyuncunun varlıkları geçen sene eksikliği çok hissedilen kadro derinliğini sağlayacak ve ilk form düşüklüğünde devreye girecekler.. Bu yazdıklarımın hepsi olumlu gelişmeler.. Olumsuz gözüken Bilica'nın savruk futbolu ve defans kurgusu.. Bilica ve Önder o bölgenin tandemi değil bence. Transfer olacaksa o bölgeye yapılır kanımca...

Geçelim Beşiktaş'a Geçen sene takım olgusu içinde yardımlaşmanın önemini vurgulayarak, çok koşarak ve diğer takımların yetersiz performansıyla Beşiktaş çifte kupa şampiyonu oldu..Bu sene bu sistemlerine devam edecekler gibi görünüyor. Kadrosunu güçlendiren Beşiktaş'ın en önemli transferi tabiki Nihat Kahveci..


Milli oyuncu geçen seneyi sakatlıklardan dolayı boş geçmiş olmasa alınması imkansız bir oyuncuydu. İyi bir transfer ücreti karşılığında Beşiktaş'a geri döndü.. Bu sene takımına gerek tecrübesiyle gerek sahadaki gücüyle çok fazla katkı yapacaktır. İkinci büyük transfer Michael Fink. Bu oyuncuyu herkes hakir gördü. İzlediğim 2 maçta da orta sahada basmadık yer bırakmadı.Çok koşup,çok mücadele ediyor.Oyun karakteri bu. Hatta bir pozisyonda Lyon'lu oyuncunun şutunun önüne atladı ve top suratına çarptı.Hazırlık maçında bile bu şekilde mücadele eden oyuncu takımına mutlaka fayda sağlar. Nerede duracağını nerede hamle yapacağını çok iyi biliyor. Neyse sene içinde faydası görülecek ve konuşulacak bir oyuncu..


Bunlar dışında Ankaraspor'dan alınan Erhan,G.Antep'den alınan İsmail hemen ilk onbire girdiler. İkisi de mücadeleci hırslı oyuncular. İsmail bir beke göre çok teknik,hızlı,Erhan ise daha fizikli mücadeleci.. Özellikle İsmail yeni nesil sol bek üretemeyen ülkemizde çok değerli bir oyuncu.. Beşiktaş'ın da tek eksiği Oyunu yönlendirecek lider bir oyun kurucu olmamasıdır.

Akşam ki maç hakkındaki görüşlerimi de yazayım

İlk dakikalarda iki takım da birbirlerini tartarlar klasik olarak,top daha fazla Fenerbahçe'de olur. Beşiktaş orta sahası açıkları kapatmaya çalışır.Maçın tamamı Fenerbahçe hücum yapma isteğiyle Beşiktaş'ın kontra atak yapma çabası olarak tamamlanır. İki takım da stres içinde değildir herhalde.Sezon başındaki bir ciddi hazırlık karşılaşması gibi geçer maç.Beşiktaş'ın tek artısı Lyon ve Porto gibi iki takımla oynamış olması ve maç kondisyonunu ayarlamış olarak maça çıkması olur. Zaten anlamı Kupa şampiyonuyla lig şampiyonunu karşılaştıran kupa olan bir maçın İkisini de sene içinde kazanmış bir takıma neden verilmediğini kimse bana anlatamaz.

Yine de maçlara susamış biri olarak ben olsam iki takımı karşılaştırır Beşiktaş yense de yenilse de Kupayı Beşiktaş'a verirdim

Düşünsenize Alex kürsüde.. kupayı bekliyor.. Federasyon başkanı Alex'e Muçuk yapıp es geçip Nobre'ye veriyor kupayı.. Cıvıttık sonlara doğru... Yarın da maç hakkında yazacağım..





































Hiç yorum yok: