24 Mayıs 2009 Pazar

Ligin Kader Haftası..


Bu hafta oynanacak maçlardan sonra şampiyon,şampiyonlar ligine gidecek 2.takım ve ligden düşecek 3. takım belirlenebilir.

Beşiktaş-Galatasaray maçı hem şampiyonu belirleyecek olması itibariyle hem de derbi maçı olması nedeniyle bu haftaya damgasını vuracak maç olacak.. Stresli,Mutlaka yenmesi gerekli bir takım olan Beşiktaş,bunun yanında stresi olmayan sadece prestij için oynayacak olan Galatasaray.. Beşiktaş'ın favori olduğu Fenerbahçe maçını gördükten sonra bu maç için Beşiktaş mutlak kazanır diyemem.. Mustafa Denizli Fenerbahçe maçında yaptığı yanlışları görüp kupa maçında bunları tekrarlamamıştı.. Umarım Galatasaray maçında da iyi bir taktik düzen ve iyi mücadele ile Galatasaray'ı yenmeye çalışacağız.. Maçın gidişatını ilk dakikadan itibaren Fenerbahçe Kupa maçı gidişatı gibi olacağını düşünüyorum... Beşiktaş kendi yarı alanında Galatasaray'ın teknik oyuncularına yakın oynayarak başlayacak.. Galatasaray top yapmaya çalışacak ama Beşiktaş ilk başta bunu engellemeye çalışacak..Alan daraltıp Galatasaray takımını yormaya,sinirlendirmeye çalışacaklar... Maçı kazanması gereken bir takım aslında hücum oynayıp rakibi hata yapmaya zorlamalı ancak çok açık ki Beşiktaş bunu beceremiyor..Bundan dolayı bu tarz bir oyun oynuyor.. Galatasaray Beşiktaş'ın üzerine çok adamla gitme gafletinde bulunursa Beşiktaş kontra toplarda çok başarılı.. Galatasaray maçı dengede tutmak isteyip maç uzun süre berabere giderse bu Beşiktaş'ın aleyhine olur ve defansta açıklar vermeye başlar..


Sivasspor ve Trabzonspor'un maçları da en az bu maç kadar önemli tabiki.. Sivasspor'un kendi sahasında Gençlerbirliği'ni yenemezse,Trabzonspor Es-Es 'i Eskişehir'de yenemezse şampiyonluk şansları biter..

Pazar Günü saat 20:00 den itibaren Gözüm Galatasaray maçında Kulaklarım diğer maçlarda çok heyecanlı 90 dakika beni bekliyor... Hakeden Kazansın...































17 Mayıs 2009 Pazar

Yansımalar (Müzik)


Yansımalar grubu Neyzen A. Şenol Filiz ve Gitar ve Tanbur Üstadı Birol Yayla tarafından kurulmuş grup; Konservatuar yıllarında yanyana okuyan bu iki kişi Türk müziği eğitimi almışlar,birlikteliklerine okuldan sonra devam edip ilk albümleri olan Yansımaları 1991 yılında çıkartmışlardır..Bu ilk albüm içindeki yansımalar parçası aynı zamanda onlarda Grup isimleri olarak kalmıştır.. Geçenlerde canlı dinleme fırsatımın olduğu grubu türk ezgilerini ve dingin müziği sevenlere tavsiye ederim..
Aşağıda Yansımalar'ın Bab-ı Esrar albümünün linkini veriyorum

14 Mayıs 2009 Perşembe

Kovulmak İsteyen Hoca Portresi...


Beşiktaş Kupa finalinde Fenerbahçe'yi 4-2 yenerek kupanın sahibi oldu... Bu son maç bir takım için takım tertibinin ve oyuncu tercihlerinin ne kadar önemli olduğunu bana gösterdi...Hangi oyuncu maçına göre hangi bölgede oynamalı? Maçtan sonra söylenenlere ve okuduklarıma inanamadım.. Beşiktaş'ın maç boyunca üstün olduğundan ve herhalukarda Beşiktaş'ın bu maçı alacağından bahsediliyordu.. Ben Beşiktaş'lıyım.. Kupayı almamıza hem de 4 gol atarak almamıza çok sevindim... Ancak Aragones maç tam ortada giderken Fenerbahçe rakibine çok pozisyon vermeden ve çok pasla yine rakibin üstüne giderken öyle saçma sapan değişiklik yaptı ki Fenerbahçe'yi resmen bitirdi.. Alex çok etkisizken Sol kanat oyuncunu oyundan alıp Forvet oyuna almak hemde o kanatta Holosko gibi bir rakip oyuncu varken kimse kusura bakmasın Kovulmak isteyen Hoca Portresidir...
Emre ilk yarıda iyi oynadı,uğraştı en azından ama kondisyon olarak bitik bir oyuncu.. 2. yarıda Uğur'da oyundan çıkınca nereye yetişeceğini bilemedi... Hem orta alan hem sol kanat boş kaldı.. Beşiktaş orta saha mücadelesi yönünden üstünlük kurmaya başladı..Fenerbahçe'nin tek silahı olan pas trafiği kesilince kaçınılmaz son geldi çattı.. Aragones gibi tecrübeli(Kurt) bir hoca bu anlattıklarımı bilmeden,düşünmeden yapmış olamaz.. Volkan Babacan olayını zaten anlatmaya gerek yok.. Fenerbahçe başta hocasının yanlışları,oyuncuların lig bitse de tatile çıksak tavırlarıyla kupa hasretini 1 sene daha uzattılar...

Ben maçı izlerken Beşiktaş'ın iyi oynamadığını fakat alan daraltarak rakibi kendi yarı alanında iyi karşıladığını,yani defansı iyi yaptığını gördüm. Beşiktaş rakiplerin üzerine giderek,hata yapmalarını sağlayarak,kısacası iyi hücum yaparak maçlar kazanamıyor..Bakınız Ligdeki Fenerbahçe maçı.. Daha çok karşı takımın gardının düşmesini,hata yapmalarını bekleyerek maçı geçiriyor... İyi takımlara karşı sadece onların hata yapmasını beklemek değil,onları hataya zorlamak,hatta onlar hata yapmadan sen mükemmel oynayıp maçlarını almak gerekir..

Fenerbahçe yeteri kadar yanlış yaptı... Daha da farklı olabilirdi maç... Holosko Türkiye ligine fazla bir oyuncu... Seneye Onun yanına kaliteli bir golcü alabilirlerse çok gol atarlar...

Guiza sadece Beşiktaş maçlarında gol atabiliyor galiba? Kesinlikle Fenerbahçe'nin golcüsü değil...

Son olarak son dakikadaki penaltı pozisyonuna kargalar bile güler..Ama hakem çok iyi gördü herhalde pozisyonu,neresiyle gördüyse...

Yukarıdaki fotoğrafda Aragones Fenerbahçe yönetimine ''Pışııkkk Tazminatımı almadan hiçbiryere ayrılmam'' diyor herhalde.... Adam 3-5 milyon euro tazminat alacak...

10 Mayıs 2009 Pazar

Beşiktaş Muradına Erdi..




Uzun uzun haftalar geçti ve Beşiktaş bu bekleyişten sonra liderlik koltuğuna oturdu.. Asıl rakipleri olan Fenerbahçe ve Galatasaray erken havlu atınca bunu fırsat bilen diğer rakipleri Sivasspor ve Trabzonspor uzun süre zirvede kalmışlardı... En sonunda ve de ligin bitmesine 3 hafta kala 2 puan farkla zirveye oturan Beşiktaş aslında geçen haftaki Fenerbahçe maçından çokda farklı oynamadı.. Yine kötüydü..Yine kötüydü.. Ben şampiyon olacağım diyen büyük takım havası yoktu sahada.. Ankaraspor'un rahat durumda olması ve daha da önemlisi 2 forveti Murat Tosun Ve Meye'nin sakat olması Ankaraspor'un hücum gücünü çok azaltmıştı.. Geçen haftadan bir kaç fark vardı sahada..Onlarda galibiyeti getirmeye yetti zaten.. İlk başta Cisse... Cisse Beşiktaş'a geldiğinden beri ilk defa bu kadar istekli oynadı.. İyi oynadı diyemeyeceğim çünkü yetenekli bir oyuncu değil..Ama istekli oynaması 3 hafta sonra takımdan ayrılacak bir oyuncu için çok profesyonel olduğu anlamına da gelir.. Ernst kanımca daha fazla defansif oynamayı bilen,her boşluğu dolduran bir oyuncu.. Ama Denizli onu devamlı ileriye yolluyor,dönen topları almasını istiyor.. İstiyor ama o da makina değil ki.. Son maçlarda bu yüzden defansif anlamda sorunlar yaşadı.. Delgado hakkında çok şey yazılamaz..Bu takımın 10 numarası ve kaptanı olamaz..Hatta bizim ligde ilk 8 e giren takımlarda oynayamaz.. Asist yok(Son maçta yaptı hakkını yemeyeyim) Şut yok,gol yok,oyunu yönlendirme,dinlendirme yok.. Kısacası Lider oyuncu değil.Seneye mutlaka gönderilmesi ve bütün bu saydıklarımı yapabilen bir lider oyuncu alınması gerekir..Tello çok yetenekli ve hırslı bir oyuncu ama onun da devamlılığı yok.. 3-4 maç iyi 3-5 maç dökülüyor.. Kesinlikle yardımcı oyuncu statüsünde.. Lider oyuncunun yardımcılığını yapacak kalitede,devamlılıkta..
Dün Ankaraspor maçında Her Beşiktaş'lı oyuncu top rakipteyken topun gerisine geçti ve bölgesini ve adamını savundu... Holosko maçın büyük kısmında sağ bek,Yusuf sol bek gibi oynadı.. Bu iki oyuncu da çok çalıştılar maçta.. Buna bazı kişiler modern futbol der ama ben eksik gediklerin kapatılması diyorum.. İ.Üzülmez tek başına defans yapamıyor artık.. Keza sağ tarafta aynı.. Takımın bu sene şampiyon olsun olmasın 4-5 kaliteli oyuncuyla takviye yapılması gerekiyor.. Bu alınacak oyuncuların yürekleri büyük ve lider oyuncular olması da gerekiyor..
Son olarak forvetten bahsedeceğim.. Nobre sakatlanana kadar Beşiktaş oyunlarında rahattı.. Oyun sıkışınca Şişir Nobre'ye indirsin.. Nobre orada fizik gücüyle oyunu tutuyor ve Defansı çok yıpratıyordu.. Son haftaya kadar Bobo'yu Nobre gibi kullanmaya çalışan Denizli Bu hadtaki maçta Bobo'yu daha serbest bıraktı..Bobo Sahada çok gezdi.. Fizik gücü yerinde olmamasına rağmen defansı yordu.. Holosko'ya gelince.. Bu adamı oynatmamak çılgınlık gibi birşey.. Bir defa ayağına top geldiğinde kesinlikle olumlu kullanıyor.. Boşluk bulduğunda ise tren gibi.. Gol vuruşu ise oldukça etkili.. Ben olsam seneye Bobo'yu ne olursa olsun satarım.. Ve Holosko'nun yanına forvet ararım.. Nobre'de sisteme göre forma giyer..Nasıl olsa Türk Oyuncu..


4 Mayıs 2009 Pazartesi

Büyük Takım Olmak...


Bugün yazacaklarım büyük takım olmakla ilgili... Büyük takım olmayı unutmuş bir takımın hikayesi... Rekabette hem istatistiksel olarak hem de zihinsel olarak gerilerde kalmış bir takım Beşiktaş... Seba'dan sonraki başkanlar hep diğer takımlara özenmişler,onlar gibi olmak istemişler,Beşiktaş'ın Ruhunu bitirmişler.. Beşiktaş Ruhunu taşıdıklarını düşünenler sadece taraftarlar..Çarşı ve diğerleri...
Fenerbahçe'de ve Galatasaray'ın istemediği oyuncuları büyük iş yapmış gibi transfer etmişler ve hiçbirinden fayda sağlayamamalarına rağmen halen bu oyuncuları istemekteler..
Beşiktaş'ın Fenerbahçe maçını kaybetmesi önemli tabiki ama ondan daha önemli olan son 15 yılda yitirilen Beşiktaş'lılık Ruhu,Mücadele Hırsı...

Eski derbileri hatırlıyorum;her takım ölesiye oynar,sonuna kadar mücadele ederdi.Tamam günümüz futbolunda mücadele herşey değil,taktik ve futbol zekası mücadeleden öne geçmiş durumda ama Dünkü maç için bu geçerli değildi.. Beşiktaşlı futbolcular taktiği,tekniği bir kenara bırakıp sadece mücadele etselerdi Beşiktaş Fenerbahçe'yi yenerdi.. Ama diyorumya dünkü mağlubiyet önemli değil.. Bu takımı orta sınıf takımı yapan,büyük takım olma duygusunu aşılayamayan,her sene hoca değiştiren ve istikrarsızlığa mahkum eden,Orta sınıf yabancılar alıp hem de onları yıldızmış gibi göstermeye çalışan;bunun için herkesi ve medyayı kullananlar Kısacası Yönetim ve Başkan Demirören ama en önemlisi Bunlara izin veren Beşiktaş Camiası Büyük Takım,Büyük Camia olma hissini kaybetmişlerdir...

Bu hissi kaybetmeyen sadece Taraftar grubumuz ama onlarda en cahil,bu sorunlar için birşey yapamayacak olan kesimdir..

Dün ve daha önce gördük ki Fenerbahçe Kulübü ve camiasıyla büyük kulüp olmayı kendi içlerine sindirmişler,Bunu başaran Aziz Yıldırım ve Yönetimi tarihe geçmiştir...Tarihin en başarılı Başkanıdır bana göre.. Bizim Sayın Demirören'de en başarısızı ve daha da önemlisi Beşiktaş'ı büyük takım sınıfından orta sınıf takım olma sürecine sürükleyen başkan olarak tarihin tozlu raflarında yerini almıştır..Beşiktaş'lılar bunu asla unutmayacaktır..

(Bu arada farkettiyseniz maçtaki Fenerbahçe'nin 2. golünün ofsayt olduğunu ve Beşiktaş'ın %100 penaltısının verilmediğinden bahsetmedim.. Çünkü Şampiyonluğa oynayan Bir takım,kolu kanadı kırık Fenerbahçe'ye maç boyunca üstünlük sağlayamadı,Fener maç boyunca oyunu yönlendirdi,orta sahada Deivid ve Emre'nin futbol zekaları Defans'ta da G.Gönül ve R.Carlos'un akıllı oyunu sayesinde Fenerbahçe oyun boyu üstündü..İçimize sindiremediğimiz aslında bu...Başabaş bir derbi olsa ve o iki hakem hatasıyla Beşiktaş yenilse şu an yer yerinden oynardı diye düşünüyorum..Ayrıca hakemlerin Beşiktaş maçlarında eskisi gibi strese girmediklerini ve Beşiktaş aleyhine çok kolay kararlar verebildiklerini sezon boyunca gördüm..İşte bundan bahsediyorum... Orta sınıf takımlara karşı nasıl kolay kararlar verebiliyorlarsa aynısını Beşiktaş'a yapıyorlar..)

Beşiktaş bu sene şampiyon olabilir,hatta Sivasspor'a göre şansı hala daha yüksek bence... Bunların hiçbir önemi yok gözümde... Atı alan Üsküdar'ı geçmiş....

1 Mayıs 2009 Cuma

Maxim Mayıs Sayısı...

http://rapidshare.com/files/227825153/Maxim_-_May__305_s_2009_Balthazar_.rar