23 Temmuz 2010 Cuma

TRANSFER FISILTILARI..

- La Liga'nın yeni takımlarından Hercules, Güiza'nın ardından Samaras'ı da transfer listesine aldı. (El Mundo)

- Fransa'nın Lille kulübü, Fildişi Sahilli forvet oyuncusu Gervinho için Liverpool ile masaya oturmaya hazır.(Fransa basını)

- Liverpool'un hedefinde Klaas Jun Huntelaar var.(Guardian)

-Barcelona forması giyen Meksikalı yıldız Rafa Marquez'in New York Red Bull'a, yıllığı 2.8 milyon dolardan 4 yıllık imza atmak üzere olduğu belirtiliyor.(ESPN)

- Manchester United, Belçikalı orta saha oyuncusu Steven Defeour ile yakından ilgilenmeye başladı.Daily Star

- Manchester City'nin, LA Galaxy forması giyen ABD'li yıldız Landon Donovan ile ilgilendiği iddia ediliyor. (Sky Sports News)

-Rafael Benitez, Diego Forlan'ı Inter'e getirmeye hazırlanıyor. (La Gazetta dello Sport)

- Atletico Madrid Wolfsburg'un Bosnalı yıldızı Vjezdan Misimovic ile görüşmelere başladı. (As)

BAKALIM HANGİLERİ GERÇEKLEŞECEK...

18 Temmuz 2010 Pazar

Beşiktaş-Vikingur Maç Yorumu

Tüm Beşiktaşlılar bu maçı sabırsızlıkla bekledi. Nedeni malum sezonun ilk maçı olması dışında asıl heyecan Quaresma'yı izlemekti. Ben ise ilk onbirin hangi oyunculardan kurulacağı ile daha çok ilgilendim. Daha ilk maçtan anlaşıldı ki Shuster cesur bir hoca. Antremanlarda 4-1-4-1 gibi bir sistem üzerinde duran Shuster bu maçta defansif anlamda sadece Ernst'i kullanıp diğer oyuncuların hepsini hücum yönü zengin oyunculardan seçti. Orta sahada Quaresma-Delgado-Tabata'nın aynı anda oynayabilecekleri başka maç sanırım olmaz.

Maça geçersem maçta kimsenin değinmediği çok enteresan şeyler vardı.

Quaresma'nın ilk maçında kendini göstermek için adeta kendini yırtması bana çok ilginç geldi. Bu bir eleştiri değil. Maçta yaptığı ve yapmak istediği şeyler tam da Beşiktaş taraftarının yapmasını istediği şeylerdi. Gol ve asist yapmak için çok uğraştı. Penaltı pozisyonunda Bobo'dan topu istemesi ve penaltıyı kaçırmasını kimse önemsemedi ama bu Quaresma'nın yeniden doğmak istemesi,yeni bir başlangıç için heyecan içinde olduğunun ilk belirtileridir. Karşısındaki oyuncular amatör oyunculardı ancak defansif anlamda maç boyunca başarılı oldular. Kalabalık halde defansta kaldılar ve özellikle ceza sahası içinde pozisyon vermemeye çalıştılar. Bobo bu kalabalık arasında kaldı,maç boyunca kendini hiç göstermedi,bunun için çabalamadı. Beşiktaş'lılar dikkat ettiler mi bilmiyorum ama Bobo çok geç form tutan bir oyuncu. Her sene 3-4 ayı boş geçirir,o aylarda çok formsuz isteksizdir.Bir süre sonra isteği de formu da geri gelir ama senenin yarısı geçmiştir. Bunları bilen biri olarak Bobo'ya güvenip hücum hattındaki en önemli yeri O'na teslim etmek büyük yanlış olur.
Beşiktaş taraftarının ben de dahil tüm güvenini kaybetmiş Nobre bu sene çok daha iyi işler yapabilir bence. Kaliteli bir golcü gelmez ise zaten Nobre'ye dua etmeye başlasak iyi olur. Bu senenin artılarından biri güçlenmiş şekilde geri dönen Nihat Kahveci'dir. Geçen senenin 2. yarısının sonlarına doğru yükselen grafiğini bu senenenin başına taşıdı. Sezon başında hazır gözüktü. Zaten başka çaresi de yok. Yeni gelecek Forveti de sayarsak geçen sene ki gibi formsuzken oynama ihtimali yok.

Son olarak Shuster herşeyi yeniden inşaa eden adam. Geldiğinden beri tüm söyledikleri realiteydi. Geçen sene hakkında söyledikleri; ağır futbol,hücuma yönelik az futbolcu oynatılması,orta saha oyuncularının tamamının defansif oyunculardan kurulması ve forvet hattının bariz yetersiz olduğunu söylemesi ve son olarak takımın güçsüz olduğu zaten herkes görüyordu. Delgado'nun oyunda kopuk kopuk oynadığını,maçın belli zamanlarında oyunda saklandığını gördü ve sadece ayağına top geldiğinde birşeyler yaptığını, ikili mücadelelerde ayağını topa dahi sokmadığını söyledi. Tüm söylemlerinden anladığım şudur ki Shuster futbolun realitesini biliyor ve takımını bunlara göre oynatacak. Bunlara göre transfer istiyor.

Bu sene Beşiktaş'ın maçları daha fazla izlenecek,maçlardan sonra Quaresma'nın hareketleri,Guti'nin Pasları konuşulacak. Şampiyonluk olur mu bilmem ama keyif veren bir futbol izleneceği kesin. Zaten bizim istediğimiz de o değil mi?

Maçın gollerini buradan izleyebilirsiniz

http://www.vidivodo.com/403798/besiktas-vikingur-mac-ozeti

Futbola Geri Dönüş..


Bu bloğu neredeyse kapatmak üzereydim ki tuttuğum takım olan Beşiktaş'ın Quaresma transferi ve daha sonrasında Guti transferi tabiri caizse içimde yeni bir ateş yaktı. Sadece Beşiktaş'ı değil tüm futbol dünyasındaki haberleri,takımları transferleri takip etmeye başladım yeniden. Dünya Kupasını Malum Neden(Dila Sultan) den dolayı neredeyse hiç takip edemedim.

Yayın gelirindeki beklenmeyen artış ile kulüplerin bütçesindeki doğru orantılı artış kulüplerimizin daha kaliteli yabancı oyuncuları yavaş yavaş


Türkiye'ye getirmesiyle sonuçlanıyor. Bu kalite artışı yıllar boyu devam ederse ligimizin kalitesi ve popülerliği artacak ve daha da kaliteli hocalar daha da kaliteli yabancılar ülkemize gelecek.

Yıllar boyu savunduğum birşey vardır. Avrupa'daki hiç bir takımın Beşiktaş,Galatasaray,Fenerbahçe kadar taraftarı yok. Sadece Türkiye içinden bahsetmiyorum. Özellikle de yurt dışında yaşayan Türkler büyük bir gelir kaynağı aslında.

Takımlarımız bütün altyapısızlığa rağmen Avrupa'da daha da başarılı olacaklar kanımca.

Gelelim renklerine vurulduğum takımım olan Beşiktaş'a. Buradan kulübümüz,takımımız(Bu dönemde transferler) hakkında buradan nacizade yorumlarımı yazacağım ve Twitter'da da yayınlayacağım.


12 Nisan 2010 Pazartesi

FUTBOLUN GELECEĞİ...













Real Madrid-Barcelona nam'ı değer El Clasico'yu canlı izleyemedim. Gece tekrarından izledim ama skoru bilince tabi ki canlı tadı alamıyorsun. Barcelona'da eksik oyuncular vardı ama sahada onları arayan oldu mu? Barça'nın taktiğini ilk başlarda anlayamadım. Daha doğrusu garipsedim. Bu şekilde daha önceden oynadılarmı bilmiyorum ama Bunu da hakkını vererek oynadılar Vallahi. Düşündüm sonra nasıl başabiliyorlar tüm bunları diye... Evet abi sistem. Ama sadece oyun içi sistemi değil. Tüm kulübün bir sistemi var.
Henry bu takımın önemli bir oyuncusu ama yavaştan yaşlanıyor değil mi? Altyapıdan hemen onun yerine oyuncu yetiştiriyorlar. Bunu 1 seneye sıkıştırmıyorlar. 3-4 senedir planlıyorlardır eminim. Pedro'dan bahsediyorum. Gelecek sene eminim devamlı ilk onbir oynayacak.
Geriden gelen oyuncuların önünü açıyorlar. Messi geliyordu,Ronaldinho'yu yolladılar. Deco'yu yolladılar, Iniesta ve Xavi Tavan yaptı.
Kadrolarına bakıyorum. Valdes-Puyol-Pique-Xavi-Iniesta-Pedro-Messi-Bojan bilmediğim var mı? Bu kulüp dünyanın en iyi ilk 5 kulübünden biri. (Şu anda1.) Ama bu işin futbolcu alıp satmakla değil altyapıdan itibaren aynı sistemi oynayan futbolcuları yetiştirerek başarılı olmayı biliyor. Bizden bir takım da onların yaptıklarına biraz yeltense bari diyorum... En azından biraz buna çalışsalar...
Bu arada C.Ronaldo'nun Messi'ye göre daha fazla meziyetleri olduğunu savunurdum. O ilk golde Xavi'nin pası kadar Messi'nin göğsüyle düzelterek adam geçmenin nasıl olacağını tüm dünyaya göstermesi... Herhalde Gelmiş Geçmiş en iyi futbolcu demeye kimse çekinmez artık...

28 Mart 2010 Pazar

''EL CLASICO''

GALATASARAY 0-1 FENERBAHÇE

Ne Maçtı Ama....

Uzun zamandır Bir Beşiktaş'lı olarak bu kadar zevkli bir maç izlememiştim. Maçın başında yenilen şok gol. Sonra Ernst'in acemice yaptığı penaltı sonrası 2-0 geriye düşüş.. Galibiyet beklediğim maçta tam anlamıyla hayal kırıklığı oldu benim için. 2-0 dan sonra Eskişehirspor 10-15 dakika oyuna hakim oldu,Beşiktaş'ı çıkartmadı. Ondan sonra ne olduysa Beşiktaş canlandı. Kanatları kullanmayı akıl ettiler ve yine bir kanat akınıyla Nihat'ın golü geldi. İlk yarı 1-2 bitince tüm Beşiktaş'lılar 2. yarı için ümitliydi. Ancak bu sene 3 golü aynı maçta pek göremediğimiz için zor olacağı belliydi. 2.Devre M.Denizli tam anlamıyla dizginleri serbest bıraktı. Orta saha üçlüsü ileriye destek verme serbestliğine kavuşunca Ernst ve Fink'in hücumda da etkili oyuncular olduğunu ilk defa gördük. Beşiktaş ilk defa hem hücumu hem defansı takım olarak yaptı. Özellikle hücumda risk aldı ve fazla adamla saldırdı. Bunun karşılığında 3 gol attı ve en az 3 gol daha atabilirdi.

Beşiktaş'da en iyi oyuncular Ernst-Fink-Toraman üçlüsü ve Bobo'ydu. Bobo maç boyu çok gezerek kendisini adam adama tutan oyuncuyu hem yordu hem de yerini boşalttı.

Bütün bunlara rağmen 2 gol yenilmesi,acemice hatalar Beşiktaş için gelecek haftalar için iyi sinyaller değil. Beşiktaş'da Ernst ve Fink e çok yük biniyordu. Onun için bu iki oyuncu 4-5 haftadır sallanıyordu. Bunu tespit eden Denizli onlara destek 3-4 haftadır defansın önüne İ.Toraman'ı monte etmişti. Bu iki oyuncu dün fizik olarak kendilerini toparladıklarını gösterdiler. Ama bu sefer Ferrari-Sivok ikilisi sallanmaya başladı. Fizik olarak Özellikle Ferrari yerlerde sürünüyor. Golde de görüldüğü üzere... Bu ikili de kendine gelirse Beşiktaş en azından 2. olup Şampiyonlar ligi biletini alabilir diye düşünüyorum.