30 Nisan 2009 Perşembe

Arda ve Gerçekler....


Bu konu hakkında bu kadar ayrıntılı bilgim yoktu.. Her zaman Galatasaray Kulübü'nün ve O Aristokrat camiasının altlardan birşeyler karıştırdığı düşüncesi kafama yer etmiş... Geçmişi kolay unutmadığımdan olsa gerek..
aşağıdaki yazı www.Antu.com 'dan alınmıştır

Hepimiz İrlandalıyız

Öncelikle Arda’nın doping skandalı nedeniyle çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dilemiyoruz, hiç de pişman değiliz, gene olsa gene yapardık. Dopingle Mücadele Kurulu Başkanı Turgay Atasü, Fenerbahçe taraftarlarının Arda’nın doping skandalıyla ilgili FIFA’ya yolladığı ihbar mektuplarının değerlendirmeye alınmasından çok rahatsız olmuş ve demiş ki‚ “Taraftarlar başımıza iş açtı, gerçekten başımız çok ağrıdı.” İyi de madem ki bütün yazışmaları yaptınız, bütün izinleri aldınız, sizin de başınızın ağrımaması lazım. Neden kendinizi sıkıntıya sokuyorsunuz? Siz bu olayı incelediniz, insanlara gereken açıklamaları yaptınız da Fenerbahçe taraftarı olayı gene de FIFA’ya mı taşıdı? Yatmasaydınız o zaman kulağınızın üstüne. Burada neden hak ve adalet arayan Fenerbahçe taraftarı suçluyu siz de mağduru oynuyorsunuz? TFF resmi sitesinde yayınlanan mesaj da sizden alınan bilgiler doğrultusunda yazıldıysa bilin ki sorulan sorularla bir ilgisi yok. İnşallah FIFA, kendileri hakkında yaptığınız suçlamalarınızı duymaz da Türk futbolu bir darbe daha almaz. FIFA’nın kurullarının birbirinden haberi olmadığını iddia ederek tarihe geçmenin onuru yeter nasılsa.
Sorularımızı yenilemeden önce, sanki tek bir elden çıktı gibi bir anda gazeteleri süsleyen ardından aynı anda bir yerden emir almış gibi apar topar saklanan gazete haberlerine ne demeli? Ya da hemen akabinde başlatılan “Arda’nın peşinde dünya devleri” haberlerine. Neymiş Futbol Federasyonunda‚ "İşe bak! Aynı kurumdaki kurulların birbirlerinden haberleri yok" yorumları yapılmış. Yani birisi Futbol Federasyonunun koridorlarında yürüyor, o sırada aklına kapıları dinlemek geliyor ve içeride böyle bir konuşma duyuyor. Birisi başka birisine “İşe bak! Aynı kurumdaki kurulların birbirlerinden haberleri yok” diyor. Bunu duyan gözüpek muhabir de hemen yetiştiriyor gazetesine. Dediğim gibi inşallah FIFA kendisi hakkında yapılan bu yorumlardan habersizdir.
Bir de Fenerbahçe taraftarı bu işin peşin bırakmadığı, 3 maymunu oynamadığı, hakkını aradığı için suçlu duruma düşürülüyor. Bu yazışmalardan Türk futboluna kalan Mustafa Denizli´nin Milli Takımın başındayken dile getirdiği "İçimizdeki İrlandalılar" sözünün ne kadar doğru bir tespit olduğu değil sizin bu olaya bakış açınız, çifte standardınız, Türk futbolundaki Galatasaray lobisinin ne kadar derinlere inmiş olduğu.
FIFA’ya şikayet yazıları gönderen insanlar, Milli Takımımızın İspanya gibi güçlü bir rakip ile önem derecesi yüksek olan maçlarını sizden daha fazla umursuyorlar merak etmeyin. Bu şekilde işin kolayına kaçıp hemen vatan, millet edebiyatına girmiyorlar o kadar. İşe bakın, hak ve adalet aramak vatan hainliği olmuş ülkede. O mektupları gönderenlerim derdi “kazanmak için her yolun mubah olduğu” anlayışıyla, bu olaydan tek kelime bahsetmezken, işlerine geldiği zaman kafalarını kumdan dışarı çıkarmayan, Ali Sami Yen stadında tercüman Samet’in kafasında kırılan kanyak şişesini, Arda’nın Fenerbahçe tribünlerine yaptığı hareketi görmezden gelen televizyon kameraları ve spor yorumcularıyla. Bu mantıkla Milli takımdaki Fenerbahçeli futbolculara da basalım dopingi, sonra da bunu memleket meselesi haline getirip ört pas edelim.
Soruları tekrarlayalım.
Arda önce Bellizona maçının 31 inci dakikasında sakatlanıp oyundan çıkıyor. Ertesi günü çıkan haberlerden, Arda’nın çekilen MR’ında, leğen kemiği üzerinde ve çevre dokularda travmaya bağlı kanama ve ödem tespit edildiğini öğreniyoruz. Doktorlar iki hafta oynayamayacağını söylüyorlar. Aradan 3 gün geçiyor ve 5 Ekim tarihinde oynanan Bursaspor maçı geliyor. Tedavisi mucize biçimde gerçekleşen Arda, 2 hafta oynanmayacağı açıklanan Arda, Galatasaray’ın tek golünü atan futbolcusu da oluyor. Arkadan da 11 Ekimdeki Bosna Hersek maçında da Milli Takım forması giyiyor.
Galatasaray’ın 2-1 kaybettiği Bursaspor maçı sonrası yapılan kura çekiminde, doping testine tabi tutulacak oyuncular belirleniyor ve bunlardan bir tanesi Arda oluyor. Doping testi açıklanınca pozitif çıkıyor çünkü stereoid içeren ağrı kesici olan "metilprednisolone" kullanıldığı belirleniyor. Verilecek ceza net, 6 ay.
Testin pozitif çıkması üzerine Galatasaray tarafından hemen açıklama geliyor ve Arda’ya bu ilaç verilmeden önce, (yani 2 Ekim Perşembe akşamı sakatlık gerçekleşiyor, geriye kalan 2 gün var, Cuma ve Cumartesi) Federasyon ile yazışma yapıldığı, alınan onay neticesinde ilacın verildiği anlatılıyor. Peki ;
- Yapılacak doping testi çekilişinde Arda değil de başkasının numarası çekilse gene Arda’nın tedavi amaçlı ilaç aldığından gene hiç bahsedilecek miydi?
- Federasyon, bu ilacın kullanıldığını, Arda’nın dopingli çıktığının anlaşılmasından hemen sonra apar topar 8 Ekim tarihiyle açıklıyor. Açıkladığı tarih ise 30 Aralık. Peki 8 Ekim – 30 Aralık tarihleri arasında neden bu konudan hiç bahsedilmedi? Geçmişe yönelin açıklama yapmak normal, insanı kuşkulandıramayacak bir davranış mı?
- Arda’ya ilacı veren doktor, TFF ile yazıştıklarını söylüyor. Peki bu iş TFF ile yazı geçmekle bitiyor mu? Bu olayın gerçekleşmesi için Arda’nın 3 Ekim’de tedavisi için Federasyona başvurması, kurulun toplanması, bu maddenin kullanımını sağlık için zorunlu görmesi, performansı olumlu yönde artırmadığına karar vermesi gibi bir sürü bürokratik işlemi gerçekleştirip Bursaspor maçı öncesinde bu açıklamanın yapılmış olması gerekiyor. Çünkü madem Arda izin aldı, dopingli olduğu 5- 8 Ekim tarihleri arasında belli olmuş olmalı. 30 Aralık’a kadar açıklama için neden bekleniyor?
- Madem Arda’nın dopingli olduğu biliniyor, o halde doping testine neden tabi tutuluyor? Arda’nın yerine neden başka bir oyuncu teste tabi tutulmuyor? Bu şekilde Galatasaray aslında 2 yerine 1 oyuncusunu doping testine göndermiş olmuyor mu?
Dopingle mücadele talimatı: “Takım doktorları her maçtan en geç 90 dakika önce maç kadrosunda bulunan tüm futbolcuların son 72 saat içinde kullandıkları vitamin dahil tüm ilaçları içeren İlaç Bildirim Formunu Türkiye Futbol Federasyonu temsilcisine verirler.”
- Böyle bir belge var mıdır, varsa nerededir? Bursaspor maçında önce böyle bir belge doldurulmuş mudur? Arda 2 Ekim´deki Bellinzona maçında maçta sakatlanıyor‚ ve 5 Ekim´de Bursaspor maçında kanında dopingli maddeye rastlanıyor. Aradaki süre sadece 3 gün. Bu 3 günde bu kadar yazışma nasıl yapıldı?
Başka ne diyor doping talimatında? Bazı tedavi amaçlı ilaçlar eğer yasaklı kapsamındaysa ve mutlaka kullanımı gerekiyorsa bazı koşullarda kullanılmalarına izin verilir. Hangi şartlar altında? Önce Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası Formu ve doktor raporları ile başvurulması gerekiyor.
- Ortada böyle bir başvuru var mı? Böyle bir doktor raporu var mı?
Sonra bir kurul var, bunlar kimler? Kurul başkanı Jinekolog doktor Beşiktaş Üyesi ve Diavn Azalığında görevli Prof. Dr. Turgay ATASÜ`nün yanı sıra üyeler Prof. Dr. Yavuz İMAMOĞLU, Prof. Dr. Ahmet ARAMAN, Doç. DR. Nezih HEKİM, Doç. Dr. Rüştü GÜNE. Hiçbirini tanımam, hepsine internetten bakın, tıp alanında birbirinden değerli hizmetleri olan insanlar. Çoğu için öğrencilerin yazışma sitelerinde genelde yoğun programları ve çalışmaları sebebiyle şehir dışında seyahatte oldukları yazılı.
Bu kurul Bursaspor maçından sonra 4 Ekim tarihinde toplanıyor demek ki, gerekli incelemeleri yapıyor, uygun görüyor ve bunu resmi bir onay yazısı ile futbolcuya bildiriyor.
- Peki bu kurul nerededir? 4 Ekim’de Arda’yla ilgili bir toplantı yapılmış mıdır? Bu kadar yoğun işleri olan birbirinden bağımsız 5 üye kaşla göz arasında ne zaman ve nerede toplanmış, nasıl bir inceleme yapılmış? Futbolcuya verilen resmi onay yazısı nerede? “Doping kontrolü yapıldıktan sonra herhangi bir sağlık kurumundan alınacak rapor ya da Kurula yapılacak başvuru cezai işlem sırasında dikkate alınmaz.. Geriye dönük onay istenemez” maddesi dikkate alınmış mıdır?
Peki, bu kurul neleri dikkate alarak tedavi amaçlı yasak maddelerin kullanımına izin veriyor? Önce yasaklı maddenin kullanımının kesilmesiyle futbolcu sağlığının ciddi olarak bozulacak olması gerekiyor. Yani her şey bir tarafa ortada ciddi bir sağlık problemi var demek bu. Peki, siz Mecidiyeköy’de kalp krizi geçirdiniz ya da trafik kazası yaptınız. Ortada ciddi bir sağlık problemi var mı? Var. Bu durumda Mecidiyeköy’de ilk müdahaleyi yapabilecek en az 10 tane tam teşekküllü sağlık kurumu varken 25 Km. uzaklıkta ve İstanbul’da malum akşam trafiğinde başka bir hastaneye mi gidersiniz?
- Madem durum bu kadar ciddi, aradan sadece 3 gün geçmesine rağmen Arda sahalara nasıl dönebiliyor ve golünü atabiliyor? Ortada ciddi bir sağlık sorunu var mı yok mu? Bu maddenin kullanımına izin verildiğine göre olması lazım. Peki bu durumda sahalara geri dönüş nasıl 3 güne sığabiliyor?
- Neden Arda maçı tamamlamadan apar topar burnunun dibindeki onca hastaneye rağmen 1 saat mesafede başka bir hastaneye götürülüyor? O hastanede neler oluyor? Eğer Allah korusun yolda Arda’nın başına bir şey gelse bu durumu kim, nasıl izah edecek?
- Bu nasıl bir maddeymiş ki böyle hemen kullanımının kesilmesi halinde sağlık kötüye gidebiliyor? Kurul apar topar hemen toplanıyor, inceleme yapıyor ve bu madde kullanılmazsa Arda’nın sağlığı kötüye gidecek kanısına varabiliyor.
Devam edelim. Tıbbi olarak önerilen yasaklı madde dozunun performansı artıracak etkisinin olmaması gerekiyor.
- Bu maddenin dozajı ne kadar çıkmıştır, 2 gün içerisinde performansa etkisi nasıl tespit edilmiştir, bu konuyla ilgili en ufak bir açıklama bile yok.
Yasaklı maddenin kullanım onayının alınabilmesi için futbolcunun Kurula bir dilekçe ve tedavi amaçlı kullanım istisnası formu ile başvurması gerekiyor.
- Bu dilekçe ve form nerede? Aradan geçen 3 gün içerisinde bu kadar yazışmalar hangi hızla yapılmış, bu kurullar hangi hızla toplanmış, tüm incelemeleri yapmış ve ne şekilde bu kritik kararları alabilmişler?
Bırakın üç kuruşluk İspanya maçı, Bosna Maçı, İrlandalı edebiyatlarını, bu sorulara doğru dürüst cevaplar verin ki biz de ortada böyle bir şey olmadığına ikna olalım, kuşkularımız giderilsin.

Sedat Balkanlı'yı Kaybettik....


28 Nisan 2009 Salı

Beşiktaş'ın Yeni Stadı....



Artık son aşamaya gelindi..Bu stad aynı yerinde yapılacak...Stadın Emirates Sponsorluğu altında yapılacağı söylentiler arasında.. Bu da Beşiktaş Emirates İnönü Stadı gibi bir stad ismine hazır olmamız anlamına geliyor.. Bazı kesimler buna şiddetle karşı çıkıyor ama bence sorun yok..Kulübün cebinden para çıkmadan modern bir stada sahip oluyorsun..




Stad için belirlenen kapasite 42.000... Birçok kişi en az 50.000 olmalı diyor ama ben belirlenen kapasite uygundur diyorum..



Gelelim ayrıntılara.. Nasıl bir stad olacak?

Stadın üstü tamamen kapatılabilecek,içerideki ısı ayarlanabilecek, bu şekilde yaz-kış hem maçlarda hem de diğer aktivitelerde bu stad kullanılacak

Bu özellikleriyle Shalke stadına benzeyecek yeni stadımızın dış cephesi ise Allianz Arena'dan örnek alınarak ışıklarla süslenecek. Maça göre ışıkların rengi değişebilecek..

Stadımızın yeri itibari ile 365 gün kullanılacak.Stadın hemen yanında yapılacak 5000 kişilik anfi tiyatro İstabul'da gerçekleşecek kültür etkinlikleri için bir yatırım olacak.. Yine stadda yapılacak ofisler,restaurantlar,mağazalar yılın hergünü kullanılacak...

Son olarak bu stad yıllardır Beşiktaş'lıların hayallerini süslüyor... Bu stad yapılırsa Beşiktaş çok çok büyük bir adım atmış olacak...

27 Nisan 2009 Pazartesi

Ersun Hoca İstifa Etti...

Trabzonspor başkanı,yöneticileri ve taraftarı sonunda başardı ve Ersun Hoca İstifa etti... Ondan daha iyisini nereden bulacaklar merak ediyorum... Ersun Hoca için hayırlı olsun diyebiliriz, Sezon başında yeniden yapılanan ve kadrosu tamamen yenilenen takımda başarılı bir sezon geçiren trabzonspor son 4-5 haftaya kadar şampiyonluğun en büyük adaylarından bir olarak ilerleyen takımda kaliteli oyuncu sayısı az,kadro derinliği ise yok denecek kadardı. Bana göre Ersun Hoca'nın kalitesiyle buralara kadar ilerledi.Seneye yapılacak kaliteli yabancı transferleri ve daha derin kadro,rekabet içindeki kadroyla daha başarılı olurlardı diye düşünürken adamı istifaya zorladılar.. Kim gelecek ondan daha kaliteli... Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer ikilisi mi??

25 Nisan 2009 Cumartesi

Fenerbahçe-Ankaragücü(Canlı)

Maçı açar açmaz Beyaz formalı İglesias'ı sevinirken gördüm..Daha Bismillah yahu... Şaka bir yana biraz şansa da olsa çok iyi sert bir pas ve gelir gelmez vuruşla Ankaragücü 1-0 öne geçiyor..
(Pası atanda İsmail Buozid miş :) )
Çok geçmeden Ankaragücü defans oyuncusu topa müdahale edemeyip top Guiza'nın önünde kaldı kaleciyle karşı karşıya kalan Guiza aslında kaleciyi geçebilirdi,boş köşeye plase yapabilirdi ama panikledi sanırım ve kalecinin üstüne vurdu... Herhangi 1.lig topçusu bunu gol yapardı ama 'O' İspanya gol kralı olduğunda mıdır nedir atamadı işte...

Aslında Fenerbahçe fena oynamıyor.. Son dönemlerde gördüğüm en istekli takım durumunda..Dakika 17 .Fenerbahçe'nin gol ve goller atacağını düşünüyorum.. Fenerbahçe'de Alex ısınıyor... Stadda Yönetim İstifa sesleri duydum ama büyük bir kısım taraftar onları ıslıkladı ve seslerini kestiler..

Gökhan Emreciksin ani çıkan Ankaragücü takımının hızını kesmek için arkadan müdahale ile Semavi'yi düşürdü. Emreciksin Sarı kart gördü...

Şu ana kadar dikkatimi çeken iyi oyunuyla Barbaros oldu...

Deniz oyundan çıkarken Oyuna Kaptan Alex giriyor... Aragones oyunu biraz daha riske atıyor...

Çok zevkli bir oyun oluyor..2 takımda açık, hücuma yönelik oyun oynuyor... Gökhan takım hücuma çıkarken top kaybı yapıyor... Hücuma çok hızlı çıkmak istiyor... Kendini göstermek istiyor artık ama stres yapıyor gördüğüm kadarıyla...

Alex'i izliyorum 5-10 dakikadır ama Alex önlibero gibi oynuyor..Yani Deniz çıkıp Alex girdiya aynı görevleri üstlenmişler gibi...Aragonesi anlamak mümkün değil... Fenerbahçe Tek Forveti Guiza'ya destek veremiyor..Deivid bu desteği veremiyor.Bunu yapacak tek adam Alex ise gerilerde sağa sola pas atıyor.. Dakikalar 36 yı gösterirken Topla oynama oranlarında Fenerbahçe'nin %59'luk üstünlüğü var..

İlk yarının son 10 dakikasında Ankaragücü müthiş pas yaptı...Bunda Deniz'in çıkmasının da payı büyük.. Ankaragücü son paslarda isabet sağlayabilse kaleciyle karşı karşıya kalacak pozisyonlar oldu.Fenerbahçe neredeyse hiç çoğalamıyor... Guiza'ya her topu arkaya kaçacağı şekilde atıyorlar ancak bu topların yarısını yakalayamıyor diğer yarısını da fiziksel güçsüzlükten dolayı kaybediyor.Bu şekilde ileride top tutamıyor Fenerbahçe... Semih'i ilk yarıda çok aradılar..

2.Yarıyı dikkatlice izleyip yorum yapayım dedim..2. yarıda Fenerbahçe bastırır dedim, Ama anladım ki artık Anadolu takımları çetin ceviz.. 2.yarıda da Ankaragücü devamlı pas yaparak çıktılar..Deniz'in çıkmasıyla defansif anlamda zorluk çekip hücumda güçleneceğini düşündüğüm Fenerbahçe sadece defans anlamında zayıfladı;Alex Sakatlıktan yeni kurtulmuştu ve Hocasının oynattığı yer Klasik önlibero mevkiidi.. Alex'de hocasının sözünden çıkmayarak hücuma hiç destek vermedi.Maçı idare etti. Alex düşündü ''Bu maçtan birşey olur mu'' diye ''Olmaz'' diye karar verdi ve hiç kasmadı... Biliyor ki Haftaya Beşiktaş maçı var..O maçta asist yapar,gol atarsa yine el üstünde tutulur... 2.Yarı pek de katılmadığım penaltı kararıyla Fener 2-0 geriye düştü.
İlginç nokta ister 2-0 olsun ister 5-0 olsun Fenerbahçe aynı tertip,aynı disiplin içinde!! riske girmeyerek aynı oyununu sürdürdü.. Aragones farkı bu olsa gerek...

Bir divan kurulu üyesi ''Bütün takımı satın Ronaldinho'yu gözden çıkardılar Alex'de kimmiş'' dedi hafta içi.. Tabi katılmam mümkün değil. Tüm takımı satarak yeniden takım yaparak birşey olmadığını geçtiğimiz yıllarda Beşiktaş'dan ve Trabzonspor'dan öğrendik.. Fenerbahçe'in İskeleti

Volkan-G.Gönül-Lugano-R.Carlos,Alex-Semih dir. Geriye kalıyor 5 iyi transfer yapmaya... (Lugano giderse 6 tabiki) Bu oyuncular Mevkilerinde Türkiye'nin en iyi oyuncuları... Ben Fenerde para var Başkanın canı isterse 5 sağlam yabancı alır diye düşünüyordum ama, Sanırım alabilecekleri sadece 2 yabancı olacak... Onlarda josico ve Maldonado yerine...Zira diğerleriyle zaten gelecek yıllar için imzaladılar.. Yerli oyuncu kimi alabilirler?? Sercan-Mehmet Topuz-Bekir...

Fenerlile artık gelecek senenin planlarını yapmaya başlamışlardır diye yazdım bunları.... Ancak bu gidişle Fenerbahçe Avrupa kupalarına katılamayacak gibi...

MİŞ.... MUŞ.....


Carlos Tevez aralarında Türkiye'den Beşiktaş'ın da bulunduğu 4 ayrı takımdan teklif aldığını ve bunlardan birini değerlendirmek istediğini SöyleMİŞ.... Menajeri David Roviera 'da bu bilgiyi doğrular açıklamalar YapMIŞ...

Tevez ve Beşiktaş :)

Anuuuuu İlk 20 Dakika 2-0 Oldu....(Online Yorumlar)



Sivasspor Şampiyon olacak...Buna inancım giderek artıyor...Kendi sahasında Trabzonspor karşısında ilk 20 dakika 2-0 yapmayı başardılar... Gollerin Kahramanları da Yukarıda... Bakalım kalan dakikalar ne gösterecek...
2.Yarının başlamasıyla Trabzonspor'un atak oynayacağını ve Gol veya goller atacağını düşünürken,lakin sükut-u hayal; Sivasspor'un 3. golü geldi.. Mehmet Yıldız'ın sürüklediği atakta Pasını Hayrettin'e çıkardı.Hayrettin Gelişine vurdu ve golü yaptı... Şampiyonluk yarışında eriyip giden Trabzonspor son şansını da iyi kullanamadı,ya da şöyle demek daha doğru olur Sivasspor rakiplerine şans vermedi...
Turkcell Süper Ligde artık anlaşıldı ki fiziksel özellikleri yüksek olan oyuncular daha başarılı oluyorlar... Sivasspor ve hocası Bülent Uygun bu tür oyuncuları(Özellikle arayıp bulmuş olmalı) biraraya getirip bu ligde bu şekilde başarılı oldular... İlk yarıda Alanzinho nasıl da eriyip gitti Sivaslıların arasında!!
Maç Sonu Yorumum: Hiçbirimiz Sivasspor'un bu kadar ilerleyebileceğini, böyle mücadele edebileceğini düşünmemiştik.. Yanılmışız... Beşiktaşlıyım ama Sivasspor şampiyon olursa Sivaslı kadar sevineceğim... Helal Olsun Bu Adamlara... Uzun zamandır böyle karşı gelme,böyle inatçılık görmemiştim...
Şampiyon Sivasspor...............

24 Nisan 2009 Cuma

Michael Fink Beşiktaş'a Transfer Oldu..

Bu dönemde devamlı transfer söylentileri çıkar ve hemen hemen hepsi yalandır.. Ancak bu transfer haberini güvenilir haber siteleri vitrinlerine çıkardılar.Almanya kaynaklı bloglarda da bu haberleri görünce ve menajeri Ahmet Bulut imzaların atıldığını deklare edince artık Fink Beşiktaş'ta diyebiliriz.. Michael Fink'in adını hep duydum ancak nasıl bir oyuncu olduğu hakkında yorum yapacak kadar oyuncuyu tanımıyorum..
Michael Fink Hakkında Borges yazmış.. bana da yayınlamak düşer

http://devrimderki.blogspot.com/2009/04/besiktasin-michael-fink-transferi.html

Bu da Bild gazetesindeki haberi:

http://www.bild.de/BILD/sport/fussball/bundesliga/2009/04/19/eintracht-frankfurt-borussia-gladbach/spielbericht.html

21 Nisan 2009 Salı

Sivasspor-Fenerbahçe Maçı....(Canlı)


Maçı internetten canlı izleyip aynı zamanda maçla ilgili yorumlarımı yazayım dedim..Yeni bir tecrübe olsun...

İlk 20 dakika geçmişken Atak olan Tabi olarak Sivasspor... Sivasspor genellikle orta sahada zaman geçirmeyip güçlü forvetlerine orta sahanın gerisinden uzun toplar atıyor.. Ve bu topları genellikle defans atamları Silla ve Bilica atıyor. Fenerbahçe orta sahası(belki de Aragones) bunu farketip Sivas defansının üstüne gitmeye başladı.Bunda da başarılı oldular.Fenerbahçe orta sahada üstünlüğü ele almaya başladı.. Guiza'ya defans arkasına top atmaya çalışıyorlar..
Dakika 29'u gösterirken Mehmet Yıldız'ın kötü performansı dikkatimi çekiyor... Fenerbahçe çok top kazanmasına rağmen 2-3 pasta bunları rakibe veriyorlar. Bu dakikaya kadar Ali Bilgin iyi performans sergiledi.. Dikkatimi çeken bir pozisyon oldu. Taç çizgisi kenarında bir faul oldu ve sivasspor hızlı kullanmaya çalıştı ama önünde duran Fenerli oyuncu ayağını koydu ve kısa mesafede top taça gitti. Bu tür pozisyonlarda Birçok hakem sarı kartını gösterirdi..
Silla Kaleci Volkanla sağ çaprazda karşı karşıya kaldı ama Volkan açıyı kapatıp golü önledi.Sol tarafta M.Yıldız Boştu...

Dakika 41 oldu..Şu ana kadar Deivid'i Defansına yardım ederken gördük... Herve Tum Oyuna girdi...Spiker çıkan oyuncuyu söylemediği için Sivasspor 12 kişi oynuyor kabul ediyorum şu an... :)

İlk 45 dakika bitti.. Son dakikalarda Deniz ve Tum'un karşılıklı şutları vardı..

İlk yarı Sivasspor'un hücum etme çabalarıyla geçti.Fenerbahçe çok iyi kapandı ve alan daralttı.Kadrodaki oyuncular defansif oyuncular zaten ve görevlerini yerine getiriyorlar.. Özellikle Deniz çok boş kalıyor ve zaman zaman ataklara katılıyor... 2.Yarıda Tum 3.forvet gibi oynayacak gibi.Bu daha fazla uzun top demek... Aragones bir önlem alır diye düşünüyorum...

2.yarı başladı..Hem de ne başlama...Sivasspor'un soldan başlayan atağında Mehmet Yıldız Sezere Çıkardı ve Sezer Badur'un vuruşunda top çataldan dönüp Kamanan'ın önünde kaldı..Onun Vuruşunu Volkan çeldi ve yine üst direğe çarparak uzaklaştı.. Top Kamanan'ın önüne gelene Roberto Carlos Sadece Elini havada tutup müdahale etmemesi biraz ilginçti.. Bu dakikaya kadar iki takım da çizgi defansı iyi uyguluyorlar..Forvet oyuncuları sık sık ofsayta takılıyor...
Kamanan Oyundan çıkarken oyuna Balili giriyorr. Dakika 60...

Wederson'la Çok kritik bir gol Kaçırıyor Fenerbahçe... Sol çaprazdan verkaçla ve seri çalımlarla gelen Wederson kaleciyle karşı karşıya kaldı ama Petkoviç ayaklarıyla posizyonu önledi...

Fenerbahçe'de oyuna Kazım Kazım girecek...Gökhan Emreciksin oyundan çıkıyor.Vasat bir oyun çıkardı bugün Gökhan...

Kazım'ın presi ve Guiza'ya sağ çaprazdan verdiği pasla Guiza kaleciyle karşı karşıya kaldı ama yine Petkoviç başarılı....

Son 10 dakikada Fenerbahçe Sivasspor'un defansının arkasına Guiza'yı kaçırıyorlar...

Deivid Oyundan çıkarken onun yerine İlhan Parlak giriyor...Dakika 80... Geçen her saniye Fenerbahçe'nin lehine işliyor... Son 10 dakikada Fenerbahçe daha iyi pas yapan daha iyi oynayan takım oldu.Sivasspor oyundan düştü...

Ve maç sona eriyor... Bugün Fenerbahçe yenmesi gerekmeyen bir maçta 8 eksikle defansif bir oyun oynayarak ve gol yemeyerek istediğini elde ediyor.. Sivasspor ise mutlak 2 farklı yenmesi gereken maçta Fenerbahçe'yi 8 eksikle yakalamışken bir kaç pozisyon dışında gol pozisyonu bulamadı ve kötü bir futbolla Kupadan eleniyor...

İlk Finalist Fenerbahçe oluyor...

Maçta Fenerbahçe nin Defanstaki 4 lü Ali Bilgin,Önder,Yasin ve R.Carlos hatasız oynayarak finale çıkmasındaki önemli etkenler oluyorlar... Finaldeki rakibini bekliyorlar...

19 Nisan 2009 Pazar

Ankaraspor-Fenerbahçe Maçı...

Fotomaç müthiş yaratıcı!! başlıklarına bir yenisini ekleyip Fenerbahçe'in yenilmesini bu şekilde değerlendirmiş.

Sezon başında ne yalan söyleyeyim 1.şampiyonluk adayım Fenerbahçe'ydi. İspanya Gol kralı ''Okçu'' Guiza'yı ve Türk Futbolunun çok önemli değeri Emre Belözoğlu'nu kadrosuna kattığında herkes Fenerbahçe'den çekinmişti. Defansta oturmuş,birbirini tanıyan Lugano-Edu tandemi ve G.Gönül ve Roberto Carlos devamlı ileri çıkan bekleri Fenerin en kaliteli bölgesiydi bana göre.Türkiye liginde böyle bir dörtlün varsa ve 4'ü de formda olsaydı Fenerbahçe Yine Şampiyondu. Ama sakatlıklar ve sakatlıktan sonraki dönüşler hiç umduğum gibi olmadı.Özellikle Gökhan Deivid ikilisi aynı anda sakattı ve geri dönüşlerinde form tutamayıp çok kötü oynadılar. Eski Hoca devrinde takımın herşeyi olan Alex'i Yeni Hoca Aragones yok saydı.Bence Aragones'e göre ''Takımın herşeyi'' diye bir mentalite yoktu ve bu kadar defans yoksunu bir oyuncuyu oynatmak ona göre değildi. Hatırlarsak sezon başında Alex önlibero gibi oynamaya başlamıştı ve sadece yandakine pas atan adamdı.Ondan hem koşmasını,top kapmasını hem de gollük paslar atıp gol atmasını bekledi Aragones..Yada ''Bakın hiçbirisini yapamıyor''u herkese göstermek istedi.

Ben transferlerden sonra daha önde basan,pres yapan,dönen topları almaya çalışan bir Fenerbahçe olacağını düşünmüştüm.Emre'nin bu özellikleri vardı ama ona ayak uyduracak oyuncu(Mesela Aurelio) artık yoktu.Emre'de zaten bunları her maç yap(a)mıyacağını gösterdi.
Belkide biz Milli takımlarda oynayan Emre'yi düşledik ama o Newcastle'daki Emre'ydi.... Yani istikrarsız,umursamaz(Biraz fazlaca profesyonel) ve doymuş... Fenerbahçe'den alacağı para oldukça doygundur eminim.. Son iyi transferini yapmak istedi ve başardı. Fenerbahçe Ankaraspor deplasmanında görüldü ki Yedek oyuncular hallerinden çok memnunmuş,onlar Fenerbahçe'ye sadece transfer olmak istemişler ve gerisini bırakmışlar.Oynamışlar oynanamışlar pek umurlarında değil... Son zamanlarda Fenerbahçe kadrosunda transfer olup, ondan çok şey beklenmese de savaşıp formayı kapan ve birdaha kaptırmayan sadece Gökhan Gönül'ü hatırlıyorum.. Yani fenerbahçe kadro derinliğini ve forma rekabetini başaramamış. Takım içinde pes etmeyen,devamlı çalışan ve bu yönüyle diğer oyunculara örnek olan oyuncusunu bulamamış. (Bir Tuncay-Serkan böyle oyunculardı).Türk statüsüyle oynayacak bir Aurelio'yu kişisel kaprisler ve egodan dolayı elinde tutamamışsın... ''Bir oyuncu gider bir oyuncu gelir'' tam anlamıyla doğru değil aslında... Bakın Fatih Tekke gitti Trabzon hücum hattı yıllardır ne durumda...

Konuyu dağatmaya başladım yine;

Fenerbahçe her ne olursa olsun bu kadrosuyla ilk ikiyi Galatasaray'la paylaşırdı.. Hem Galatasaray hem Fenerbahçe başkanları (yönetim kurulları) Beşiktaş başkanı Yıldırım Demirören'den daha fazla yanlış yapmayı başardılar... Helal Olsun Diyorum...

Vasat yabancı oyuncular,Vasat teknik direktörler,kötü türk oyuncular sezonun özeti oldu...

Juventus-Inter


Mücadeleci futbolu,hırlslı yılmayan oyuncuları her zaman sevmişimdir.Dün oynanan maçta 2 takımda çok hırslıydı,Tiago'nun hırsı biraz aşırıya kaçıp kırmızı kart görsede bunlar futbolun içinde var.İnter öyle bir kontraatağa çıktı ki teknik direktörler ders olarak oyuncularına anlatabilirler.Bu müthiş kontra atakta Balotelli kolay bir gol attı. Son dakikaya kadar maçı bırakmayan Juventus Bir korner topundan savunma oyuncusu Grygera ile golü buldu.Pes 2009 da çok ağır olmasından dolayı bu oyuncuyu hiç oynatmazdım...Bu golden sonra ara sıra oynatırım herhalde....

Maçtan çok zevk aldım... Iaquinta ilk 11 de yer buldukça daha iyi oynamaya başladı..Beğendiğim forvetler arasında... Unutmadan söyleyeyim iki kaleci de(Dünyanın en iyi 2 kalecisi) çok başarılıydılar...

16 Nisan 2009 Perşembe

Santana 6 Temmuz'da Kuruçeşme'de


Uzun zamandır düşlediğim konser sonunda gerçek olacak ve Carlos Santana ve grubu Konser için İstanbul'a gelecekler. Konser Büyüleyici ortamıyla Kuruçeşme Arena'da gerçekleşecek.Bilet Fiyatları ise biraz tuzlu. Konser alanı 100 lira,Ön taraf 280 lira olarak belirlenmiş... Bir konser olsa en önde ben olurum diyordum ama sanırım paşa paşa 100 liramı vererek herkesle birlikte izleyeceğim konseri... Konsere gidecekler varsa konuşalım,birlikte gidelim...

Volkan Şen..


Sportif Platformun haftanın oyuncusu seçtiği Volkan Şen... Daha 20 yaşında ve ilk iyi oynadığı maçtan sonra transfer söylentileri başladı...

Volkan'ı birkaç kez izleme fırsatı buldum.Yetenekli olmasına yetenekli ama topa yapışık yaşıyor.Kendisi de bir röportajında bunun kötü özelliği olduğunu ve kurtulmaya çalıştığından bahsetmişti.Topla çok oynayan kısa boylu oyuncular malesef maçlarda çok hırpalanırlar ve sakatlanmaya mahkumdurlar... Bu oyuncu anadolu takımları için tercih edilen bir oyuncu olmaktan öteye gidemez bence...

Yine de daha çok genç,önünde çok seneler var.Futbol hayatında başarılar dilerim...

8 Nisan 2009 Çarşamba

Aurelio Ettiğini Buldu....


Sevgili Mehmet Aurelio, Fenerbahçe ile olan sözleşmesinde Tek taraflı sözleşme uzatma hakkı bulunan ve bu hakkı kullanarak sözleşmesini uzatan Fenerbahçe'ye aldırmayarak R.Betis takımına transfer olmuştu. Sonunda Karar çıktı ve ''Mehmet'' 'in Fenerbahçe'ye 5.250.000 $ tazminat ödemesine karar verildi.O transfer sürecinde Fenerbahçe yönetimi bir kaç kez sözleşme uzatma opsiyonunu kullandıklarını açıklamışlardı.Bu hakları olduğunu düşünüp nasıl olsa bir yere gidemez mantığıyla hareket ettiler sanırım.

Aurelli'nin Cas'a itiraz hakkı varmış.... Hadi çıkarsın da versin bakalım 5.250.000 $ ı şimdi....

5 Nisan 2009 Pazar

Kritik Hafta...


Bu hafta benim için çok iyi başladı... Çok zorlu görünen Kayserispor maçı rakibin 1 kişi eksik kalmasıyla çok kolay geçti.. Beşiktaş'ın sahada defansif oynayan oyuncuları çok formda ve işleri
ni mükemmele yakın yapıyorlar..Hatta Ernst hücum organizasyonlarında da çok başarılı..Beşiktaş'ın hücum oynayan ve onlardan gol beklenen oyuncuları ise çok formsuz..Nobre'nin sözleşmesiyle ilgili sorunları var herhalde;son 3-4 haftadır o eski mücadelesi yok. Bobo'nun uzun süre devamlı oynamamasından kaynaklanan bir tutukluluğu var.Atılması kolay golleri kaçırdı.

Sivasspor yoluna puan kaybetmeden ilerliyor.Denizlispor deplasmanında 2-0 gibi çok net bir skorla galibiyeti yakaladı..Liderliğini devam ettirdi.

Fenerbahçe Eskişehirspor maçına çok önemli oyuncularından yoksun çıkacak.. Lugano,Emre,Alex (belki G.Gönül) Özellikle Lugano ve G.Gönül hem defansif hem ofansif çok büyük eksiklikler.Bunlara rağmen Fenerbahçe maçı kazanmak zorunda.Bu maçtaki galibiyet harici her skor yarıştan kopma anlamına geliyor.

Galatasaray bugünlerde çok karışık.Galatasaraylı yöneticiler şimdiye kadar hiç yapmadıkları hataları son 1-2 aya sıkıştırdılar.Hocalarıyla yollarını ayırıp tecrübesiz Bülent'i başa geçirdiler.Hemen ardından Lincoln sorunu ortaya çıktı ve oyuncunun izinsiz ülkesine gitmesine göz yumdular.Oyuncu alay eder gibi gidip geldi ve çalışmalara yeniden birşey olmamış gibi başladı.Bütün bunlardan sonra Adnan Polat Lincoln'e hala sahip çıkıyor ve Galatasaray'ı seviyor ve gitmek istemiyor vb sözler sarfetti. Kısacası kriz yönetimini beceremediler.Yeni Hocalarına sahip çıkamadılar,Bülent Hoca'yı koruyacaklarına Lincoln'ü korudular.Bütün bunlardan sonra futbolcular gelecek herhangi bir başarısızlığı Lincoln'e ve Tecrübesiz Bülent Hoca'ya bağlayıp bütün bunlardan kurtulabilirler; Ki bu bir takım için en tehlikeli şeydir.

Trabzonspor büyük maçların takımı İBB ile oynayacak ve İBB maçları ortasahada kilitleyip beraberliğe oynayan ve atarsam kardır mantığıyla oynayan bir takım.Diğer büyük takımların maçlarında da gördüğümüz gibi İBB maçları çok zorlu maçlar geçiyor.Trabzonspor'un çok zorlanacağını tahmin ediyorum.

Bir Beşiktaşlı olarak maçımızı yendik diğerlerinin sonuçlarını bekliyoruz...Amaaannn Onlar düşünsün...

3 Nisan 2009 Cuma

Terim : ''Beni Bitirdiniz''


Fatih Terim bir rivayete göre İspanya maç sonrası soyunma odasında futbolcularına ''Bravo beni bitirmeyi başardınız'' demiş.. İnsan bu sözleri hangi psikolojiyle söyler düşünmek gerekir.. Bir gerçek var ki Türkiye'de Fatih Terim'in futbol taktiği,felsefesi kısacası dönemi kapanmıştır.Senyor'da bunun farkında olsa gerek ,futbolcularına neler söylüyor bakın..
Artık modern futbol oynatan bir Teknik Direktörle yola devam etme zamanı..Artık maçlardan sonra ''Takımımız çok koştu,mücadele etti'' yerine ''taktik üstünlük sağladı,taktik değişiklik işe yaradı'' gibi sözler işitmek isterim..

İlk Galatasaray macerası başarılarla dolu ancak ondan sonraki kulüp takımlarıyla başarıyı yakalayamayan Terim Dönemi bitmiştir.Bence Türkiye Futbol Federasyonu adına çalışabilir.Spor bakanı vs görevleri üstlenebilir.


Not: Fotoğrafta Saffet Sancaklı&Ahmet Yıldırım kırması gibi çıkmış...Saçlara da bittim...