28 Aralık 2008 Pazar

Bak Sen Beşiktaş'ın Yaptıklarına...



''Öne Alınmış'' ilk yarının ardından tüm takımları değerlendirmek istedim ve kendi tuttuğum Beşiktaş ile başlıyorum.Her teknik direktör tranferler yapılmadan,gelecekleri,gidecekleri belirlemeden bu takım hangi taktiklerle oynarsa başarılı olur diye devamlı düşünüyordur.Bizlerde düşünmüyormuyuz?Herbirimiz bir Teknik Direktör olarak Beşiktaş şöyle oynar Fener şöyle oynayamaz deriz devamlı.




Sezon başında hatta bir önceki sezonda Ertuğrul Sağlam Beşiktaş takımı hakkında belli tespitlerde bulundu ve bunları da zaman zaman basın toplantılarında açıkladı.Bunlardan birincisi yabancı futbolcuların verimi hakkındaydı.Daha transfer başlamadan kendi takımında maçların hemen hemen tamamında oynamış,istikrarlı oyuncular almak istediğini söylemişti.Tello ve Cisse Sağlam'a göre tam isabet transferlerdi. Diğerleri ise çok şans bulamadılar.Hoca kendi transfer ettiği oyunculara yeterli şansı vermedi.Higuen ve Diatta'dan bahsediyorum.Tamam Higuen için birşey demeyeceğim ama Beşiktaş Diatta'yı devre arasında serbest bırakınca Newcastle United'a transfer oldu ve devamlı ilk onbir oynadı.Burada bir yanlışlık vardı sanki!! :) Çok iyi oyuncu olduklarını düşünmüyorum yanlış anlamayın..Neyse bu sezonun başına gelindiğinde de Hocanın transfer düşüncesi değişmedi.Kendi takımında devamlı oynayan,istikrarlı ve başarılı olduğunu düşündüğü Sivok ve Zapotocny transferlerini yaptı.Bu iki oyuncunun transferinin aslında başka bir anlamı da vardı.Artık G.Zan-İ.Toraman ikilisini düşünmediğini gösterdi.Zaten bu kadar istikrarlı hata yapan bir ikiliye o kadar zaman nası katlandı? Sabırlı bir insan!! Biraz taktik anlayışından bahsetmek isterim Ertuğrul Hoca'nın.Son senelerde Beşiktaş gol atamadığı,gol yollarında zorlandığı için değil,çok kolay gol yediği,pozisyon verdiği için başarılı olamadı.Bunu en sonunda anlayan Ertuğrul Hoca 4'lü savunmanın en önemli ikilisini ''tandemi''i Sivok ve Zapo'dan kurmayı düşündü.Bana göre en önemli hamlesi buydu hocanın.Ve daha önceden de birlikte oynayan bu ikili gayet başarılı bir biçimde oynamaya başladılar.4-4-1-1 gibi bir taktikle Delgado'nun oynamasından doğan mücadele eksiğini gidermeye çalıştı.Bu taktik ilk bakışta defansif önlemlerle dolu,hücumda zorlanılacağı öngörülen bir taktik olmakla beraber,çok yakın bir örnek Fenerbahçe birkaç yıldır bu taktikle çok başarılı oluyordu.Fener'i de bu taktiğe zorlayan oyuncu Alex idi.Yani demem o ki Delgado-Alex-Lincoln tarzında oyunculara oynayacaksanız forvetten bir kişi eksilecekdir.Bu bence futbol doğruları adına olumlu bir karardı Beşiktaş için.Yalnız bu taktik ve dizilişde orta saha oyuncularının hepsi hem hücum hem defans yapabilen oyuncular olmalı.Bu her taktik için geçerlidir ancak özellikle bu taktik için... Beşiktaş orta sahası böyle oyunculardan kurulmadığı için Beşiktaş özellikle hücumda çok zorlandı.Söz konusu Türkiye Süper Ligi olduğunda Beşiktaş Ertuğrul Hoca ve taktiğiyle Şampiyonluğun en büyük adayıydı bana göre.Yurt dışında ise zaten hiç bir şey yapamazsınız bu kadro ile.


Beşiktaş'ın en büyük handikapı olan Başkan'ı ve yönetimi yine yapacağını yaptı ve Ertuğrul Hoca'yı küçük düşürücü,istifaya zorlayan demeç ve hareketlerde bulundular ve başardılar!!


Ve Mustafa Denizli dönemi:,




Mustafa Hoca eldeki kadronun daha fazla hücum oynaması gereken bir kadro olduğunu düşündü sanırım.Elde Bobo-Nobre-Holosko gibi ''Süper Lig için'' üst düzey forvetler var iken ikisini yedek oturtmak istemedi. Özellikle Sivok ve Zapo'ya defansta çok güvendi ve 3-4-3 gibi bir taktikle oynamaya başladı.Hem de ortadaki 4'lünün ortasında Delgado'yu oynattı.''Defansif Yetersizlik'' Bakınız vs vs..




Bu taktikle hücum yönü yüksek defansif gücü çok düşük,oyuncuların günlük performansına dayalı'' biraz çağdışı'',bir taktik ve oyun planı Beşiktaşı bu günlere getirdi.




Ben olsaydım...




Klasik 4-4-2 oynatırdım.Oyuncular ise






Yabancı sayısından dolayı Cisse yerine U.İnceman yazdım.İlk Tercih Cisse olurdu..

3 yorum:

Faruk dedi ki...

Ne kadar farklı düşünüyormuşuz Beşiktaş ilk onbiri hakkında. Ben hoca olsam tahtaya ilk Serdar Özkan'ın ismini yazardım. Nobre'yi mutlaka takıma koyardım. Bir de Sivok'un yerine Toraman'ı ekleştirip, Ön liberoya Cisse'yi eklerdim. Neyseki kalecide, Holosko'da falan hemfikiriz :)

Melih Kazdağ dedi ki...

Sevgili Admin,
Serdar Özkan Ertuğrul Hoca zamanında her maç ilk onbir oynuyordu hatta en fazla oynayan oyuncuydu.İstatistiklere bakınca gol desen yok!!, asist desen yok!! Bence tek özelliği yüksek koşu gücü;Bunun için de bir oyuncuyu oynatmam ben olsam.Onun yerine yazdığım Ekrem Dağ,oynadığı ilk maçtan itibaren farkını gösterdi.Süper bir oyuncu değil,fakat nerede duracağını,pozisyon almasını bilen,iki ayağını da aynı derecede iyi kullanan iki kanatta da hem önde hem arkada oynayabilen bir oyuncu.Serdar Özkan'ın bir senede yapmadığı asisti 4-5 maçta yaptı.Nobre konusunda ise,Nobre'yi oynatmak bana biraz kolaya kaçmak gibi geliyor.Çünkü Beşiktaş orta sahada oyun kuramıyor ve Nobre'ye Havadan top şişiriliyor.Nobre bir Hakan Şükür(İyi yıllarındaki hali) Değilki sağa sola top indirsin.Topu tutsun,geriden gelenler için zaman kazansın.Nobre gerçekten mücadele açısından en sevdiğim oyuncudur,aynı zamanda Türk statüsünde olduğundan kadroda devamlı olmalı ancak yedek olarak..
Şu sistemde Nobre'ye verilen şansı Batuhan'a verseydin Batuhan daha verimli olurdu kanımca...

Kolay Gelsin..

Adsız dedi ki...

bana göre serdar özkan gerçekten çok yetenekli bir futbolcu.ama bu yeteneklerini beşiktaşta şans bulduğu dönemler de gösterebildimi?hayır...beşiktaşta yeterince şans buldumu?buldu...nasıl kullandı?oldukça kötü. o zaman serdar dönüp bi aynaya bakıcak.ben nerdeyim diyecek.ibrahim akın örneğini aklına getirecek.türkiyede çok futbolcu var böyle ilk yıllarında parlar çok yeteneklidir işte bu adam olacak dersin bakmışsın iki sene sonra adam 2.ligde futbol yaşamını sürdürüyor.bunda birazda zor geçim şartlarından gelipte bir senede belki de hayatı boyunca kendisine yetecek miktarda para kazanacak sözleşmeler yapılması çok büyük ilgi görmesi gibi faktörler var.burdaki en önemli sorunda eğitim eksikliği.barış memişin röportajını izledim en son.hocam bana yeterince şans verdi ama ben bunu çok kötü kullandım diyor.bunun adına konsantrasyon eksikliği deyin topu iyi kullanama deyin bir çok nedeni olabilir diyor.dediğim gibi birden bire büyük paralar kazanma manşetlere çıkma bu altyapısı olmayan eğitimsiz futbolcuları olumsuz yönde fazlasıyla etkilemekte.bunlardan etkilenmeyen futbolculardan örnek verirsek arda turan derim.40 yıllık galatasaraylı gibi futbol oynuyor.gelelim nobreye...nobre de aslında benim çok beğendiğim bir oyuncudur.fakat o da iki yılda beşiktaşa bekleneni verebildimi?kesinlikle hayır...gerçekten çok yıpratıcı bir forvet rakip devansla boğuşan onları yoran bir forvet ama eğer bu özelliklerini gollerle taçlandıramıyorsan iyi forvet değilsin.mehmet yıldız fatih tekke de bu özellikte oyuncular ama onlar bu özelliklerinin devamında gollerinide atan futbolcular.nobre beşiktaşa ilk geldiği sezon ilk devreyi 1 gol kayserisporun kalecisi ivankov 2 golle bitirmişti:)bu sezon trabzonsporda en çok eleştirilen futbolcu gökhan ünal 7 gol ve 7 asistle ilk devreyi bitirdi.nobre de 7 gol attı ama 7 asisti yoktur herhalde.nobre bir türlü beşiktaşta beklenen patlamayı yapamadı.beşiktaş aslında takım olarak o beklenen patlamayı yapamıyor.nobre de bu konuda beşiktaşa ayak uydurdu diyebiliriz.nobre bence beşiktaşta kredisini tüketmeye başladı.böyle devam ederse ne kadar sözleşme yenilencek densede beşiktaşla yolları ayrılır.bazı futbolcularda vardır kendisinden beklenenin üzerine çıkar.ekrem dağ da böyle bir futbolcu sanırım ekrem dağ geldiği zaman kimse ondan bu derce bir performans beklemiyordu.yani beklenenin üzerinde bir performans ortaya koyan bir ekrem dağ ve kendinden beklenenin çok altında kalan bir serdar özkan var beşiktaşta.ben ikinci yarıda beşiktaşın performansını da gerçekten çok merak ediyorum.iyi başlarsa iyi kötü başlarsa kötü gider gibi bir düşüncem var.ama çok merak ediyorum bekleyip göreceğiz...